Bu yıl ilk kez Türk Ekonomi Bankası (TEB) işbirliği ile düzenlenen Dijital Topuklar Zirvesi,1 Kasım’da The Marmara Taksim’de gerçekleşti. Zirve, dijital platformda içerik üreten veya üretmek isteyen, dijitale yatırım yapmak isteyen markaların katılımıyla gerçekleşti.

İlk oturum Dijital Dünyada Kadın’dı. Yaprak Yapsan’ın moderatörlüğünü yaptığı oturumun konukları Merve Özkaynak, Refika Birgül, Meriç Küçük, Aslı Yaşasın Öztap, Melek Pulatkonak oldu. Bu oturumda geleneksel medya ile dijitalde çalışmak arasındaki farklar konuşuldu ve Birgül bu durumu şöyle özetledi “ Kitap, televizyon gibi geleneksel medya ile tanındım ancak dijitalde kendi alanımı yarattım, geleneksel medyadaki bariyerler yok burada.”dedi. Konuşma sırasında Merve Özkaynak kendi kanalını anlatırken “Erkekler teknolojiyi komplike anlatıyor ve kadınlar çekiniyor. Halbuki kadınlar da teknolojiyle çok ilgili. Örneğin, akıllı bilekliğimi anlattığım videom en çok izlenenler arasında.” dedi. Öztap ise Türkiye’deki e-ticaret alanının zorluklarından bahsetti ve “ Tüketicilerin %71’i sepette almaktan vazgeçiyor.” ifadesini kullandı. Oturumda en çok sorulan sorulardan bir tanesi de “Dijitalde ne kadar zaman sonra para kazanırız?” oldu. İşini iyi yapmak, doğru mecra belirlemek, samimiyet, zorunlu etik kurallara uyulması konuşmacıların hemfikir olduğu cevaplardı.
İkinci oturumda ise, Dijital Dünyanın Kuralları, Ticaret Ve Etik başlığı konuşuldu. Oturumun konukları, Elif Tanrıverdi, Renan Tavukçuoğlu, Fatmagül Güzel, Natali Yeşilbahar, Simla Ünal oldu. Elif Tanrıverdi dijitalde yazılı etik kurallarının olmadığını ve kendisinin kendi etik filtrelerinden geçirerek içerik ürettiğini ve samimiyetin de ilk etik filtresi olduğunu dile getirdi. Kullanmayacağı markalarla çalışmadığını ve her zaman reklam olan bir içeriğin reklam olduğunu okuyucularıyla paylaştığını söyledi. Güzel de en çok sıkıntı veren durumun yasal haklar olduğunu belirtti. Herkesin dijital dünyada yasal haklarını bilmesi gerektiğini savundu.
Üçüncü oturumun konusu, Medyanın Birleştirici Gücü’ydü. Konuşmacılar arasında Emine Etili, Nilay Erdem, Selina Bieber yer aldı. GoDaddy EMEA Pazarlama direktörü Bieber, isim güvenliğinden bahsetti. Şuan bünyesinde 63 milyon kişi veya marka GoDaddy tarafından yönetilen alan adına sahip. Alan adının online ortamda kimliği oluşturduğunu söyleyen Bieber, herkesin bilinçli tüketici olması gerektiğini çünkü kendi markamızı bu şekilde koruyacağımızın altını çizdi. GoDaddy olarak yaptıkları anketlerinde “Siz neden online değilsiniz?” sorusuna kişilerin, zamanım yok ve yetersiz teknik bilgiye sahibim yanıtlarının en çok verildiği gözlenmiş. Twitter’da ise, kadınların Twitter’ı çok çeşitli sebeplerden dolayı kullandıkları ve neredeyse erkeklerle aynı oranda kullandıkları gözlenmiş. Twitter olarak negatif söylemlere karşılık alternatif olumlu söylem üretiminin daha yapıcı olduğuna  inandıklarını söylen Etili, güvenlik noktasında nefret söylemi, tehdit, intikam pornosu gibi konularda tolerans göstermediklerini ve bu konuda kendini adamış çalışan bir ekibin olduğunu, herhangi bir robot sistemin vakalara müdahale etmediğini belirtti.

Bir paylaşım platformu olan Facebook, ise paylaşım yapabilmenin temelini güvene dayandırıyor. Geri bildirimlerin güvenlik sitemlerini yenilemede çok etkili olduğunu belirten Erdem, kadın güvenliği ile ilgi bir kampanyanın 5 temel aşamada gerçekleştiğini söyledi. Sorun olduğunu öğrenmek, sorunu anlamak, olayla ilişki kurmak (kişinin kendi hayatıyla nasıl bağdaştırdığı), konuyu konuşabilir hale gelmek, son olarak da o konunun savunucusu haline gelmek. Türkiye’de kişilerin çoğunun farkındalık aşamasında olduğu gözlenmiş. Bir başka yapılan araştırmaya göre kadınların %80’nin ileride bir işletme sahibi olmak istediğini erkeklerin de %60’ının olmak istediği sonuçlarına ulaşılmış. Ancak bu isteğin gerçekleşme oranları kadınlarda %33’ken erkeklerde %43. Bu sonuçlardan çıkarımda bulunacak olursak kadınların aslında girişimci ruhu var ancak dijital konudaki çözümleri kullanabilmeleri için daha çok cesarete ihtiyaçları var.

Dördüncü oturumun konusu Sosyal Medyada Kalbini Korumak, Serdar Kuzuoğlu moderatörlüğünde, Deniz Bolsoy Erdem, Feyza Altun, Burrak Tuna konuşmacı olarak katıldı. Bolsoy sosyal medyadaki tepkilerden korunmak için bu tür davranışlar sergileyen kişilerin ciddiye alınmaması tavsiyesinde bulundu. Altun’da kendi yaşadığı olaylardan örnek vererek sosyal medya üzerinden bizi taciz eden kişilerin çoğunlukla 18 yaş altı çocuklar olduğunu söyledi. Tuna ise bir markanın evine siparişleri getiren görevlinin kendisini sosyal medya üzerinde eklediğini ve kendisini rahatsız ettiğini söyledi. Bunun üzerine markaya şikayette bulunan ve bu durumu Twitter’a yazan Tuna, bir gecede takipçileri tarafından hem çok destek gördüğünü hem de lince uğradığını söyledi.
Son oturum, Dijital Yerliler, Dijital Göçmenler Ve Geleceğin Dijital Kadınları başlığı altında Ayşe Arman moderatörlüğünde Derya Divrikli Gül, Ali Koç, Özgür Bolat konuşmacı olarak oturum gerçekleşti. Dijital yerliler doğduğu andan itibaren dijitalle haşır neşir olanlar, dijital göçmenler ise teknolojiyi hayatlarına sonradan alanlar. Divrikli “Kadınlar göçmeninde göçmeni sayılıyor.” diyor. Divrikli aynı zamanda sosyal medyanın arkasındaki gerçek gücün kadınlar olduğunu savunuyor. Baktığımızda sosyal medyayı yaratan duygu paylaşımları kadınlardan geliyor. Bir diğer örnek ise yapılan araştırmalarda satın almada son karar mekanizması çoğunlukla kadın. Bu anlamda kadına yönelik iletişimin doğru yapılması gerekli.  Anne ve çocuk arasına giren teknolojik aletlerin çocuğu nasıl etkilediği ve bunların nelerden kaynaklandığı konusunda, Bolat çocukla anne arasına giren Ipad’in bandaj olduğunu belirtti. “Temel ihtiyaçları karşılayamıyorsa çocuk, elinden IPad’i alırsanız  depresyona girer.” ifadelerine yer veren Bolat burada anne ve babaların davranış değişikliğine gitmeleri gerektiğini savundu.
 

Kaynak için tıklayınız: