Edelman Trust Barometer, 2001’den beri her yıl yayımlanıyor. Raporu hazırlayan ve yayınlayan şirket, Richard Edelman’ın CEO’su olduğu PR ajansı Edelman. İçinde Türkiye’nin de olduğu 28 ülkeden katılımcılarla yapılan anket sonuçlarını paylaşan 2018 Raporu bulgularının, önceki raporlarda olduğu gibi, PR’cılar için önemli implikasyonları bulunuyor.


Rapor, geleneksel olarak 4 kurum açısından kamuoyu güvenini ölçüyor: Hükümetler, Medya, İş Dünyası ve Sivil Toplum Kuruluşları. 2018 sonuçlarına göre, 28 ülkenin 22’sinde (Türkiye’de de) halkın en az güvendiği kurum Medya. Ancak, medyayı gazeteler ve platformlar (Twitter, Facebook, Google) olarak ikiye ayırdığımızda, platformlardaki güven kaybı devam ederken gazeteciliğe olan güven artıyor. 21 ülkede durum böyle iken Türkiye’nin de içinde bulunduğu 4 ülkede (Brezilya, Malezya, Meksika ve Türkiye) platformlara gazetelerden daha çok güven duyuluyor.
Özellikle sosyal medyada, herhangi bir olay/olgu/gerçek veri iken, bununla ilgili düşünce ve yorumların birbirine tamamen zıt olabildiği görülüyor ki bu da kamuoyunda güven kaybına yol açıyor.
Ankete katılanların %70’i medyada yer alan yanlış bilgilerin ve sahte/uydurma haberlerin birer silah gibi kullanıldığını düşünüyor.
Katılımcıların yarısı haftada bir kez dahi gazete okumuyor. Düzenli gazete okuyan, bunu paylaşan ve yorum yapan insanların oranı %25. Katılımcıların %66’sı gazeteler için önemli olanın rating olduğunu, %65’i haberi ilk vermek için haberin doğruluğundan taviz verildiğini ve %59’u da gazetelerin halkı bilgilendirmekten ziyade bir ideolojiyi desteklemek uğruna haber yaptığına inanıyor. Katılımcıların üçte ikisi ise gerçek haber ile uydurma haberi ayırt etmenin çok zorlaştığını ifade ediyor.
Medyanın üzerine düşen rolü olması gerektiği gibi yapmamasının, yani medyaya olan güvensizlik başka sorunları da beraberinde getiriyor. Bu nedenle, Katılımcıların %59’u neyin doğru olup olmadığını, %56’sı hangi politik lidere güvenip güvenemeyeceğini ve %42’si de hangi şirketin ya da hangi markanın güvenilir olup olmadığını bilmediğini ileri sürüyor. 2017 yılına kıyasla, ankete konu edilen 15 sektörün 10’unda güven kaybı yaşanmasının bir nedeni de bu olsa gerek.
Bu çarpıcı sonucu tekrarlamakta fayda var: Medyaya duyulan güvensizlik, medyada yer alan şirket ve marka haber ve yorumlarına da güvensizliği beraberinde getiriyor. Bu, üzerinde PR’cıların dikkatlice düşünmeleri gereken bir durum. Gazetelere ilişkin kaygılar devam etse de genelde gazeteciliğe duyulan güvende artış yaşanması, PR’cılar için şimdilik klasik mecrayı biraz daha ön plana çıkarır mı?

Kaynak