2018 senesi tüketiciler için ürün ve hizmet sağlayan, sosyal ağlar üzerinden çalışan, eğlence sektöründen kar amacı gütmeten kuruluşlara kadar pek çok markanın kendilerini savunmada bulduğu senelerden biri oldu.

Son birkaç yıldaki PR krizlerinden sonra, kamuoyu fikirlerini ve şikayetlerini sosyal mecralardan çok daha yüksek bir sesle duyurmaya başladı. Bunun sonucunda markalar da aniden gelişebilecek krizlere karşı daha tedbirli olup, önceden önlem alabileceklerini düşünüyorlardı ancak durum tam olarak bu şekilde sonuçlanmadı. Bir çok markanın şeffaf olmaktan ve hatalarının sorumluluklarını üstlenmelerinden ziyade yanlışlarını gizlemeye çalıştığına şahit olduk.

Özellikle bazı markalar krizin kapıda olduğunu bildikleri halde netlikleri konusunda şaşkınlık yaratmaya devam ettiler. Krizle başa çıkmak kolay değil ancak bazen farklı paydaşların farklı yaklaşımları benimsemek ve farklı şeffaflık seviyelerinde hareket etmek istemeleri kaçınılmaz oluyor. Örneğin Eylül 2018’de New York’ta yayınlanan bir makale, Amerikan televizyon kanalı CBS’in CEO’su Les Moonves’in 6 kadın tarafından cinsel saldırı ile suçlandığını yazınca şirket hareket geçti. CBS bu krize karşın hızlıca iki avukat firmasıyla anlaşıp olayın doğruluğunu araştırmasını isterken CBS’in iletişim takımı bu krize karşı hızla proaktif bir yaklaşım sunulması konusunda ısrarcı oldu. Bunun sonucunda avukatlar iddaanın doğruluğu henüz araştırma sürecindeyken, kabul edilmemesi gerektiğini savunurken iletişim takımı bir an önce gelecekte yaşanabilecek krizlere karşın önlemler almak adına harekete geçmeye çalışıyordu. CBS Krizi farklı paydaşların ortak bir krizi iç anlaşmazlıkları ile nasıl büyütüp tehlikeli bir hale gelebileceğini gözler önüne serdi. Bir kriz durumunda ne zaman tepki verileceğine dair eski bir söz vardır.

“Çok hızlı tepki verin ve aslında zararsız bir durumu krize dönüştürebilirsiniz, çok geç tepki verin ve  zararsız bir durum içinden çıkılamayan bir krize dönüşsün.”

İşte 2018’in PR Krizleri;

5- TidePod Challenge

İnternette troll bir kampanya olarak başlatılan bu challenge hareketi viral olmasıyla bulaşık markası Tide’ın TidePod ürünü rengi ve şeklinden dolayı küçük yaştaki çocuklar tarafından yenmeye başlandı. Tide duruma derhal müdahale etmeye çalıştı, vasi ve ebeveynlere bilgi verici içeriklerini tüm kanallarından yayına sokarak büyük bir kriz ile mücadele etti.

4- United Airlines

Şirket 10 aylık bir French Bulldogun uçakta havasız kalarak ölmesi ile derinden sallandı. Bunun sonucunda köpeğin ailesi ile masaya oturup anlaşmaya çalışan United Airlines, hızlıca sorumluluğu üstlendi ve hayvan taşımacılığı konusundaki kurallarını spesifik türler için tekrar değiştirdi.

3- Oxfam

Haiti’de çalışan Oxfam işçilerinin 2010 depremi sonrasında kadınlarla birlikte olabilmek için para ödediği ortaya çıkınca hayır kurumunun itibarı yüksek miktarda zarar gördü. Oxfam yöneticileri bu durum için özür dilese de geriye kurumun tarihinden silinmesi çok zor bir leke kaldı.

2- ABC “Roseanne”

Amerikan kanalı ABC, yayınladığı komedi dizisi “Roseanne” programının yaratıcısı ve başrolünü üstlenen Roseanne Barr tarafından ciddi eleştirilere maruz kaldı. Roseanne Barr, Barack Obama’nın eski danışmanı Afro-Amerikan Valerie Jarret hakkında ırkçı öğeler taşıyan bir tweet atınca ABC “Roseanne” programını derhal iptal etti. Barr özür dilese de attığı tweet ABC tarafından “değerlerimizle tutarsız, iğrenç ve yanlış.” olarak değerlendirildi.

Roseanne’dan bir kesit

1- Facebook Data Krizi

Cambridge Analytica tarafından öne sürülen ve eyalet mahkemesine taşınan davaya göre Facebook’un kullanıcılarının izin vermediği bazı dataları topladığı ortaya çıkınca Mark Zuckerberg’in başı belaya girdi. Önde gelen senatörlerin huzurunda mahkemeye çıkan Zuckerberg, Facebook’u yıkıcı bir krizden koruyabilse de uluslararası hukuk içerisinde veri toplama ile ilgili ciddi önlemler alınmasına sebep oldu.