Günümüzde sektörler içindeki rekabetin giderek artması, firmaları tabiri caizse bir savaşın içine sokuyor. Her firma, çıkarttığı ürünü pazarlama adına diğerinin bir adım önünde olmak istiyor. Bu bağlamda, geleneksel reklamcılığın kullanıldığı televizyon, radyo, gazete gibi platformlar yetersiz kalabiliyor. Bu yetersizliğin doğurduğu alternatiflerden biri ise ‘’deneyimsel pazarlama’’. Yani, tüketicilerin 5 duyu organına hitap eden, onlara ürünle ilgili somut deneyimler yaşatan ve ürünle aralarında etkileşim kurmasına olanak sağlayan pazarlama türü. Geleneksel reklamcılığın aksine, deneyimsel pazarlamada tüketiciler ürünü o an bizzat deneyimliyor, ürünün getirdiği faydaları tecrübe ediyor ve bu tecrübenin sonunda belki o an ürünü satın almaya karar veriyor.

Deneyimsel pazarlamanın ilk çıkış noktası tüketiciye numune dağıtımı gibi işlere dayanmış olsa da, bugün gelinen noktada teknoloji ve diğer imkanların artmasıyla beraber sıra dışı işler yapılabiliyor.

Örneğin, Coca Cola çıkarttığı Zero ürününün tanıtımı için bir otobüs durağına düzenek yerleştiriyor ve tüketicilerine quiz yapıyor. Düzeneği kullanarak cevap veren kullanıcılara alet Coca Cola Zero veriyor.

Isveç’in dev markası IKEA, yataklarının konforundan emin olmak isteyen müşterileri için bir ‘’pijama partisi’’ düzenliyor. Müşteriler bir gece boyunca IKEA deposunda kalıyor ve IKEA yatakları üzerinde uyuyor. Böylece yatakların konforunu bizzat deneyimlemiş oluyorlar.

BBC’nin belgesel kanalı BBC Earth, Bristol’da bir sergi kuruyor ve içinde hayali kutup atmosferi oluşturuyor. Böylece hem yetişkinlerin hem de çocukların ilgisini çekiyor.

Sonuç olarak görüldüğü üzere, deneyimsel reklamcılık, tüketiciye uzaktan dayatılan bir mesaj şeklinde değil mesajın kendisi olarak ulaşıyor. Pazarlama mekanı geleneksel reklamdaki sanallıktan çıkıyor ve hayatın kendisi mekan haline geliyor.

Kaynak için tıklayınız