Coronavirüs’ün ülkemizdeki sembolü kolonya ve dezenfektan ürünler haline geldi. İnsanlar bu malzemelerin olduğu rafları boşalttı. Markalar taleplere yetişemediklerini ifade ettiler. Ülkemizde Coronavirüs sembolü kolonya olurken dünyada ise bu sembol tuvalet kağıdı oldu.
Dünyadaki tuvalet kağıdı çılgınlığı tüm hızıyla sürerken bir kafede kahve siparişi veren adam yaşanan duruma dikkat çekmek için ücretini para ile ödemek yerine tuvalet kağıdı ile ödedi. O sırada kaydedilen görüntüler ise viral oldu.
Bir başka yerde ise espresso ile tuvalet kağıdı takası yapılabileceğini yazan bir adam gündeme geldi.
Dünyada birçok süpermarkette çılgınlarca tuvalet kağıdı satın alınıyor. Sırf bu yüzden insanlar yumruk yumruğa kavga bile ediyor. Bonn-Rhine-Sieg Üniversitesi’nde işletme psikolojisi dersleri veren Britta Krahn, bu durumu sürü psikolojisine bağlıyor ve bu durumun maksimum kontrol kaybı, maksimum belirsizlik ve maksimum değişim anı olduğunu vurguluyor. İnsanlar ne ile karşılaştıklarını bilmedikleri için bozulmayacak ne varsa stoklamaya yöneliyorlar.
Tuvalet kağıdı çılgınlığı sürerken üreticiler en üst limitte üretim yapmalarına rağmen bu sıra dışı talebe yetişemediklerini belirtti. Bu çılgınlığın sebebi tuvalet kağıdının kolay bulunabilir ve ucuz olması olabilir ancak üreticiler insanlara ölçülü ve soğukkanlı olmaları için çağrıda bulundu.
Almanya’nın Friedrichshafen kentindeki Zeppelin Üniversitesi’nden işletme psikoloğu Anja Achtziger de yine aynı şekilde bu durumun tamamen sürü psikolojisine dayandığını söylüyor. “Medyada diğer insanların tonla tuvalet kâğıdı aldığını okuyorlar ya da duyuyorlar İş yerinde, aile ya da arkadaş arasında, her yerde insanlar sürekli ne kadar tuvalet kâğıdı yığdıklarını anlatıyorlar. Bu da henüz stok yapmamış olan insanları geriyor. Ve sonuç olarak onlar da çıkıp aynısını yapıyorlar.”
Peki stoklamak bizi Coronavirüs’e karşı korur mu? Panik alışverişinin altında yatan psikolojik sebepler neler?
Dünya İşletme Okulu’nda (INSEAD) sosyal psikoloji alanında dersler veren Profesör Andy Yap ile yapılan röportajda bu sorulara yanıt bulundu. Andy Yap panik alışverişi konusunu şu sözlerle açıklığa kavuşturdu; “Coronavirus öngörülemeyen bir düşman. Virüsü göremiyoruz. Ve düşmanınızı göremediğiniz zaman da kontrol duygusunu kaybediyorsunuz. Kontrol duygusunu kaybettiğiniz zaman da bu duyguyu yeniden kazanmak için bunu başka şeylerle dengelemeye çalışıyorsunuz. Belirli şeyleri satın almak işte bu tür bir dengeleme.”
Andy Yap, stoklama hakkındaki görüşlerini ise şöyle belirtiyor; “Virüsten korkuyorsanız, virüsün size ulaşmasını mümkün olduğunca önleyecek şeyleri satın alıyorsunuz. Dolayısıyla insanlar maske, dezenfektan ya da evlerini ve bürolarını temizlemek için temizlik maddesi satın alıyor.”
Yani stoklamak aslında virüsten korunmak demek değil. Veya doğrudan bunun için yapılan bir şey değil. İnsanlar sadece kendini psikolojik olarak daha iyi ve daha güvende hissediyor.