Hepimizin bildiği üzere ülkemiz de dahil tüm Dünya’da hüküm süren Corona Virüs’ü günlük yaşantımızda neredeyse 180 derecelik bir değişime sebep oldu. Şu an yaşadığımız hayata bir hayli yabancı olduğumuz bu dönemde en çok hangi alanlarda değişime gitmek zorunda kaldık gelin hep beraber inceleyelim. 

  1. Eğitim

İlkokuldan üniversiteye kadar olan tüm eğitim faaliyetleri online sistem üzerinden sürdürülmeye başlandı. Bazı okullar televizyon üzerinden yayın yapan EBA Tv yardımı ile eğitimlerini sürdürürken bazı okullar ise Zoom Meeting uygulaması ile öğrencileri toplayıp canlı yayında derslerini anlatmayı tercih ediyor. Buna ek olarak Google Classroom ise ödevler ve notların paylaşılması konusunda devreye giriyor. Üniversiteler için ise durum ilkokul ve ortaokullardan biraz daha farklı çünkü onlar bu tür online platformların kullanımına aşinalar. Her üniversitenin kendine ait haberleşme platformu bulunduğundan dolayı oradan sanal sınıflarda eğitimlerini sürdürüyorlar. Özetle genel olarak baktığımızda herkes için tamamen yeni olan ve dönem sonuna kadar devam edecek olan online eğitim süreci öğrencilerin gitmemek için bahane ürettikleri okullarını özlemelerine sebep oluyor. 

2. Alışveriş


Yaklaşık 3-4 yıldır önce hayatımıza giriş yapmış olan online alışveriş serüveni Corona Virüs sayesinde farklı bir boyut kazanmış oldu. Online alışveriş bir çoğumuz için yeni bir durum olmasa da evden çıkmadan alışverişlerimizin tamamını online olarak yapmaya çalışmak hepimiz için yeni bir durum. Özellikle market ihtiyaçlarımızı gidermek hayati önem taşırken alt yapımızın yetersiz oluşu nedeniyle siparişimizin bize ulaşması birkaç günü bulabiliyor. Baktığımız zaman bu bir kriz ve bu krizi fırsata çevirebilmek de onların elinde. Herkesin neredeyse sadece market alışverişine odaklandığı bu dönemde duruma adapte olup yeni düzenlemelerle çok daha hızlı ve verimli şekilde bu süreci geçirebilirler. Örneğin kurye ekibini güçlendirip aynı gün içinde hizmet vermeleri daha çok sipariş alabilmelerine ve daha çok satış yapabilmelerine sebep olacaktır. Bu durum tam anlamıyla win&win politikasına da uygundur çünkü aynı gün içerisinde siparişe ulaşması gerekenler de alternatif yollar aramayacaktır. Aynı durum tamamen online sipariş sistemi ile çalışan Getir, İste Gelsin Yemek Sepeti BanaBi uygulamaları için de geçerliliğini koruyor. Bu tür uygulamalar Migros, Macro Center gibi büyük market zincirlerinin aksine 15-20 dakika gibi kısa bir süre içerisinde siparişinizi size ulaştırabiliyor. Fakat onların da eksi yani ürün çeşitliliğinin yetersizliği noktasında oluyor. Bu durumu kendi lehine çevirebilmeleri için ürün skalasında değişikliğe gitmesi müşterileri kendisine çekmek için yeterli olacaktır. 

Tabi ki alışverişimiz yalnızca market alışverişinden ibaret değil. Corona Virüs sebebiyle mağazalarını kapatmak durumunda kalan giyim, elektronik, kafe gibi sektörler için süreç biraz daha farklı işliyor. Mecburen tamamen online siteleri üzerinden satışlarına devam eden bu sektörler kaybını en düşük seviyede geçirebilmek ve müşterilerini kaybetmemek adına satış stratejilerini değiştirmek durumunda kaldılar. Çoğu marka büyük indirimler yaparak bu süreci atlatmaya çalışırken kafe ve restoranlar da ücretsiz teslimat veya indirim kuponu gibi stratejilerle müşteri devamlılığını sağlamaya çalışıyor. 

3. Sosyal Medya

Gün içerisinde çok daha fazla boş vaktimizin olduğu bu dönemde sosyal medya büyük bir rant haline gelmiş durumda. Tüm her şeyin ortak buluşma noktası olan sosyal medyada ilgi görebilmek, müşterilerini kaybetmemek ve etkileşimi arttırmak her zaman olduğundan daha fazla önem kazandı. Haliyle sosyal medya kurallarına uygun olarak oyunu oynamayı becerebilen markalar, ünlüler ve influencerlar bu krizi fırsata çevirebilecek olanlardır. Bu krizi fırsata çevirebilmenin herkes için farklı bir yolu vardır. Örneğin Trendyol gibi farklı ürün kategorilerinde satış yapan markalar şu anki durumumuzu göz önünde bulundurarak satın alınabilmesi daha olası ürünlerinin reklamını yaparak müşterilerini kendine çekiyor. Bununla kalmayıp takipçileri için evde kaldıkları süre zarfında yapabilecekleri spor hareketleri, yemek tarifleri veya değişik aktiviteler öneren marka ve influencerlar da bu dönemin vazgeçilmezleri haline gelmiş durumda.