Spor milyonlarca izleyicinin takip ettiği farklı alanlardan oluşan önemli bir halkla ilişkiler olarak yerini korumaktadır. Farklı alanlarda yürütülen müsabakalar ile insanların düzenli olarak etkileşim altında tutulduğu bu alanda farklı PR stratejileri yürütülmektedir. Hem odaklı hem de mesaj içeriği olarak güçlü olan spor branşları, PR için istenen fırsatları yaratmaktadır. Ancak Covid-19 ile birlikte spor müsabakalarında iptallerin olması bu alana önemli zarar vermiştir. Daha sonra yapılan yarışmalarda ise seyircilerin alınmaması, ciddi bir kitle kaybına neden olmuştur.

Kurumlar için spor alanında PR kampanyaları yürütmenin iki ana amacı vardır. Birincisi, toplumda önemli bir pozitif algıya sahip olan spor imajından faydalanmak, ikincisi ise geniş bir fanatik kesim ile direkt olarak etkileşime girebilmektir. Sporun pozitif algısı her zamanki gibi devam ederken, bu algının erişimi ise zarar görmüştür. Pandemi riski altında spor branşlarına olan ilgi azalmıştır ve bu nedenle insanların gözünde sporun değerinde de kayıp olmuştur. Bu durumda kurumların amaçladığı pozitif imaj da zarar uğramış ve spor PR’ının değeri düşmüştür. 

Diğer yandan spor müsabakalarına seyirci katılımının azalması, doğrudan etkileşim kurulacak kitleyi de bitirmiştir. Bu da kurumlar için etkileşim odaklı PR stratejilerinin zarar görmesine neden olmuştur. Her ne kadar farklı dijital kampanyalar devam etse de doğrudan iletişim kurulan kampanyalar bittiği için bu alanda da ilgi azalmış haldedir.

Pandeminin devam etmesi, spor PR’ının ciddi şekilde zarar görmesine neden olmaktadır. Gelir açısından önemli zararlar gören spor kuruluşları, PR tarafında da daha az aktif bir dönem geçirmektedir ve bu kısmen dijital projeler ile aşılmaktadır. Ancak bu projeler de yeterli hacmi sağlayamamaktadır.

Kaynak için tıklayınız