Günümüzde hepimizin tanıyıp bildiği markalar, bugün oldukları hale gelene kadar bir çok serüven yaşadı. Bazılarının ismi, bazılarının logosu, bazılarının ise kuruluşu bu hikayelerle şekillendi. İşte bazıları..

1. BMW, Almanya 1. Dünya Savaşı’nı kaybettiği için otomobil üreticisi oldu.

BMW, başlangıçta bir uçak üretim şirketiydi. Almanya’nın Birinci Dünya Savaşı’ndaki yenilgisinden sonra tüm uçak üreticileri, Versay Ateşkes Antlaşması’nın koşullarından birine tabi olarak üretimi durdurmak zorunda kaldı. Şirket iflasla karşı karşıya kalırken, BMW motosiklet üretimine geçti ve bunu kısa süre sonra 1928’de otomobil üretimi izledi.

2. Amerika’daki alkol yasağı olmasaydı, Coca Cola var olmayacaktı.

Coca-Cola, morfin bağımlılığına bir alternatif üretmek isteyen yaralı bir Konfederasyon Albayı olan John Pemberton tarafından yaratıldı. Bu tonikvari içeceğe Fransız Şarabı Coca adını verdi. 1886’da Atlanta’da içki yasağı kabul edilince, Pemberton içkisinin alkolsüz bir versiyonunu yapmak için formülü yeniden oluşturmak zorunda kaldı. Bugün hepimizin bildiği içeceğe Coca-Cola adını verdi.

3. McDonald’s logosu, markanın isminden değil; mağazaların şeklinden kaynaklanıyor.

McDonald’s’ın meşhur “M” harfli logosu, aslında şirketin isminden kaynaklanmıyor. Fast food devinin orijinal mağazasının her iki yanında altın renkli büyük kemerler vardı. Sahibi, insanların bir McDonald’s mağazasını uzaktan tanıyabilmelerini istedi; bu yüzden logo yeniden tasarlanırken restoranın ikonik mimarisinden ilham alındı.

4. Nike’nin logosu bir tik işareti değil.

Başlangıçta BRS (Blue Ribbon Sports) olarak adlandırılan şirketin adı, daha sonra Yunan zafer tanrıçası Nike’nin adını aldı. O zamandan beri meşhur logosu, tanrıçanın kanatlarını ve hızını temsil ediyor.

5. Apple logosu, Alan Turring’e bir övgü mahiyetinde değil.

Daha romantik bir ihtimal olsa da, pek doğru değil. En çok kabul gören teori, Steve Jobs’un en sevdiği meyvenin elma olması. Bu da ilk bilgisayarlarına çok sevdiği McIntosh elmasının adını vermesini açıklıyor. Apple logosunun ilk hali ise buydu:

6. UPS, bir bisiklet ve 100 dolar borç ile kuruldu.United Parcel Service’in veya daha çok bilinen adıyla UPS’in, son derece basit bir başlangıcı var. 1907’de 19 yaşındaki James Casey, bir arkadaşından borç aldığı 100 dolar ve bir bisiklet ile şirketi kurdu. Şirket, bugün dünyanın en büyük paket teslimat şirketi haline geldi.