Facebook tarihinin en büyük krizlerinden birisi olan Cambridge Analytica krizinin ardından kullanıcılan gizliliği ve güvenliği konuları çok daha fazla gündeme gelmeye başladı. İnsanlık olarak daha çok başında olduğumuz sosyal ağların ve çok hızlı ilerleyen teknolojinin üzerimize uyguladığı gücü ve yetkisini azaltmak için alınacak önlemler çok daha detaylı ve kapsamlı olmalı. Netflix’in yapmış olduğu The Great Hack belgeseli kullanıcılara bu konularda fikir sahibi olmaları ve farklı bakış açılarına sahip olmalarını sağlıyor.

Belgesel sadece teknolojiden son derece anlayan kişilere değil genel kitlenin anlayabileceği bir dilde yapılmış. The Great Hack belgeseli halkla ilişkiler prensiplerine yeni bir bakış açısı getireceği kanaatindeyiz. Artık verilerin halkla ilişkiler uygulamalarında ne kadar önemli bir boyutta olduğunu gözler önüne seriyor. Öte yandan bu verilerin kullanımda ki etik hususlara dikkat etmemiz gerektiğini çok açık bir şekilde görebiliyoruz. Verilerin gücü ile yaşam biçimlerimiz, tüketim alışkanlıklarımız, tercihlerimiz profesyonel bir şekilde yorumlanarak bir kategori haline geliyor. Bizler hakkında bu derece detaylı bilgiye sahip olan ve bu bilgileri  yorumlayabilecek kabiliyete sahip olan kişiler, tüketicilerin özgür seçme haklarına doğrudan müdahale ediyorlar.