Dijital mecralarda başarılı kriz iletişiminin yolu şeffaflık ve hızlı aksiyon almaktan geçiyor

İletişim profesyonelleri olarak, beraberinde yepyeni bir toplumsal gerçekliği getiren dijital evrene hızla entegre olduk. İletişim ve entegrasyon yaklaşımlarındaki köklü değişime bizzat biz PR’cılar tanık olduk. Günümüzde geleneksel medyanın yanı sıra dijital evren ağırlıklı olarak hedef kitleyi hedefleme, gündem oluşturma, algı ve itibarı yönetme gibi süreçlerde kullanılmaktadır. Tüketici odaklı kampanyalar yerine insan odaklı stratejilerin ön planda olduğu bu evren; Hızlı, esnek ve ölçülebilir olması bazı avantajları olmakla birlikte literatüre yeni kriz tanımları getirmektedir.

Dijital medyanın hızı ne zaman bir tehdit haline geliyor? 


Bilişim teknolojilerinin hayatımıza girmesiyle birlikte markaların en önemli avantajı dijital ortamın sunduğu hız olmuştur. Öyle ki dijital evrenin hızı, ürün ve hizmetlerin tanıtımını, gelen yorum ve soruları yanıtlamayı, verilen bilgilerin anında yayılmasını sağlamayı ve olası krizler karşısında kolayca aksiyon alınmasını oldukça kolaylaştırdı. Ancak belirli koşullar altında rüzgar esmeye başlayınca hız, markalar için tehlikeli bir silah haline geldi.

Bugün yapılan küçük bir hata, sosyal medya paylaşımlarında gözden kaçan bir detay, dolaşan bir video, üzerinde fazla düşünülmeden paylaşılan bir fikir, yanlış bir açıklama, marka daha durumu anlamadan büyük bir krize dönüşebiliyor. Kriz ve karalama kampanyalarıyla ilgili doğru veya yanlış bir mesajın hem sosyal medyada hem de haber portallarında bu kadar hızlı yayılması şaşırtıcı düzeydedir. Bu noktada birçok marka dijital evrenin hızını lehlerine çevirmek yerine birkaç kritik hata yaparak işleri karmaşık hale getirebiliyor. Bu noktada kriz iletişimi markalar ve kurumlar için hayati önem taşımaktadır.

Dijital evrenin dinamiğinin zirvesinde kriz iletişim planı 


Dijital kanallar öyle bir güç kazandılar ki artık hayatımızın bir parçası oldular. Hâl böyle olunca da gerçeklik kavramı çok önemli bir argüman haline geldi. Herkesin gazeteci olduğu, kişisel sayfalarının gazete olduğu, yanlış ve gerçek dışı bilgi üretiminin çok yoğun olduğu bu alanda, gerçek bilgi ve şeffaflık markaların kimliklerini kaybetmemesi için çok etkili bir güçtür. Bu noktada olası bir kriz karşısında üç maymun yolunda yürümek yerine şeffaf bir politika benimsemek ve tüm süreci adım adım hedef kitleler ve sosyal aktörlerle paylaşmak doğru adımdır. Dijital evrenin dinamiklerine uygun olarak geliştirilmiş kriz iletişim planları ile marka ve kurumların süreçlerini kontrol etmek iletişimciler olarak bizim sorumluluğumuzdur.

HABERİN DETAYLARINA BU LİNKTEN ULAŞABİLİRSİNİZ.

İLETİŞİM: ŞİMAL DOĞAN