Salgınla birlikte uzaktan çalışma şeklinde büyük bir artış yaşanırken, ofislere duyulan ihtiyaçlarda, fiziksel olarak gerçekleşen iş görüşmelerinde ve iş seyahatlerinde azalmalar oldu. Peki iş yaşamında bu denli değişime sebebiyet veren ve teknoloji kullanımındaki gelişmeleri ifade eden dijital dönüşüm, kurumsal sosyal sorumluluğu (KSS) nasıl etkiliyor?

1980’lerden bu yana önce bilgisayar ve internet kullanımının artması, daha sonra akıllı cep telefonlarının yaygınlaşması ve şimdi saatlerimizin bile bir bilgisayara dönüşmesine kadar varan bir dijitalleşme ortamını hep birlikte yaşıyoruz. 2020 yılının başından itibaren dünyayı etkisi altına almaya başlayan salgının beraberinde getirdiği sağlık sorunlarına, sokağa çıkma yasaklarına ve karantina uygulamalarına yönelik çözüm arayışları da dijitalleşmede büyük bir ilerleme kaydederek bu süreci hızlandırdı. Böylece yiyecek-içecek hizmetlerinden sağlık hizmetlerine kadar ihtiyaçlarımızın büyük birçoğunu çevrimiçi karşılayacak seviyeye geldiğimiz bambaşka bir çağa girdik ve bu dijitalleşme döneminin artık geri dönüşü yok.

Yukarıda bahsettiğimiz bu yeni dijitalleşme dönemi, iş hayatını da çok ciddi şekilde değiştirdi. Salgınla birlikte uzaktan çalışma şeklinde büyük bir artış yaşanırken, ofislere duyulan ihtiyaçlarda, fiziksel olarak gerçekleşen iş görüşmelerinde ve iş seyahatlerinde azalmalar oldu. Peki iş yaşamından bu denli değişime sebebiyet veren ve teknoloji kullanımındaki gelişmeleri ifade eden dijital dönüşüm, kurumsal sosyal sorumluluğu (KSS) nasıl etkiliyor?

Bir şirketin tüm faaliyetlerinde paydaşlarına, çevreye ve dünyaya karşı sorumluluklarını anlatan KSS sürdürülebilirlik, filantropi, kurumsal gönüllülük ve proje/kampanya çalışmaları gibi farklı alanları içeriyor. Dijitalleşme de saydığımız tüm bu alanlarda KSS’nin gelişmesine katkıda bulunuyor. Ama nasıl? Detaylar yazımızın devamında.. 

Sürdürülebilirlik ve Dijitalleşme

Günümüzde giderek daha çok kurum, sosyal ve çevresel etkilerini sürekli olarak iyileştirmek için çaba sarf ediyor. Bu konuda şirketlerin attığı ilk adım, bulut sistemlere ve dijital imzalara geçilmesiyle birlikte kâğıt kullanımının azaltılması. Bununla birlikte iklim kriziyle mücadele amacıyla Amazon, Apple, IBM, Microsoft, Unilever gibi birçok büyük şirket karbon nötr olma sözü veriyor. Fakat, bunu yapabilmek için öncelikle karbon salımlarını ölçmeleri ve azaltmaları gerekiyor. İşte, bu noktada dijital çözümler devreye giriyor. Hem ölçümler hem de çözüm noktasında dijitalleşme şirketlere büyük kolaylık sağlıyor ve yol gösteriyor. Ofislerde kimsenin olmadığı zamanları algılayarak devreye giren enerji tasarrufu modları enerji tüketimini azaltıyor. Tohum ekiminde kullanılan insansız hava araçları; ucuz, etkili ve hızlı bir yol sunuyor. Aynı zamanda dijitalleşme, güneş ve rüzgâr enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının üretim maliyetlerini düşürürken, enerji verimliliklerini ve güç kapasitelerini de artırıyor. Dolayısıyla daha sürdürülebilir bir dünyanın kapıları, dijitalleşmeyle sağlanıyor.

Kurumsal Filantropiyi Yaygınlaştırmak

Dijitalleşme sayesinde kurumsal bağış programları da çevrimiçi ortama taşınıyor. İşletmeler, paydaşlarını sivil toplum kuruluşları (STK) tarafından desteklenen amaçlara bağış yapmaya teşvik etmek için “bağış yapan kadar bağış” politikasını izliyor ve bunu ya- parken sosyal medya hesaplarını ve e-posta bültenlerini kullanarak daha fazla kişiye ulaşabiliyor. Kurumlar için bir diğer yeni bağış yöntemi de dijital sertifikalar. Özel günler ve durumlarda çalışanları/paydaşları adına dijital sertifikalar alan şirketler hem STK’lara destek olmuş oluyor hem de çalışanlarına/paydaşlarına verdikleri değeri gösteriyor. Buna ek olarak, video toplantıların getirdiği kolaylık sayesinde çeşitli özel günlerde STK’lardan güne uygun bir konuda konuşmak üzere konuşmacı davet etmek ve karşılığında o STK’ya bağış yapmak da giderek popülerleşiyor.

Kurumsal Gönüllülükte Dijital Gönüllülük Fırsatı

Şirket çatısı altında, şirketin desteği ve yönlendirmesiyle gerçekleşen ve gönüllülüğün sistemli şekilde yapılmasına olanak sağlayan kurumsal gönüllülük her an, her yerden yapılabilecek hale geldi. E-gönüllülük, sanal gönüllülük, çevrimiçi gönüllülük gibi birçok farklı şekilde adlandırılan ve salgın öncesinde de dünyada bazı örneklerine rastlanan dijital gönüllülük, salgının ivmelendirdiği dijital dönüşümle hem dünya genelinde hem de Türkiye’de çok daha fazla yaygınlaştı. Böylece çalışanlar, bilgisayarlarını kullanarak istedikleri yerde ve zamanda becerilerini, hizmetlerini ve zamanlarını gönüllülük faaliyetlerine ayırabilir duruma geldi. Örneğin, İK departmanı çalışanları, iş arayan gençler için video konferans

üzerinden mülakatlarla ilgili çeşitli eğitimler verebilir ve hatta bunu birebir olarak bile gerçekleştirebilirler, tüm gönüllü çalışanlar, çalıştıkları alanla ilgilenen öğrencilere mentörlük yapabilirler ya da hastanede tedavi gördüğü için okula gidemeyen öğrencilere derslerinde yardımcı olurken ablalık ve abilik yapabilir, onların hayata tutunmalarına destek olabilirler. Bu örnekler, dijital dönüşümün sunduğu fırsatlar doğrultusunda çoğaltılabilir ve kurumsal gönüllülük, yer-zaman kolaylığı ve fırsat çokluğu sonucunda çok daha yaygın hale gelebilir.

HABERİN DETAYLARI İÇİN LİNKE TIKLAYABİLİRSİNİZ.

ŞİMAL DOĞAN