Charles Kingin Midnight at the Pera Palace-The Modern Birth of İstanbul adlı kitabından uyarlanan Netflix Türkiye yapımı Pera Palasta Gece Yarısı kelimenin tam anlamıyla fırtınalar estirdi ve estirmeye devam edecek gibi görünüyor. 3 Mart 2022 itibariyle Netflixte yayınlanmaya başlayan dizi, yalnızca bir günde Netflix Türkiye ilk 10 listesinin bir numarasında yer almayı başarmışken gelin biz de dizinin iletişim başarısına göz atalım.

Pera Palasta neler oluyor?

Önce diziden kısaca bahsetmekte fayda var. Dizi; meraklı ve idealist bir gazeteci olan Esra’nın, çalıştığı dergi tarafından Pera Palas’ın 130. yılı şerefine bir yazı yazmak üzere görevlendirilmesiyle başlıyor. Dizi, otelin müdürü Ahmet ile tanışması ve bir gün otelde konaklama fırsatı elde etmişken hayranı olduğu Agatha Christie’nin kaldığı 411 numaralı odanın anahtarını yanı başında bulmasıyla devam ediyor. Esra odayı incelemeye gittiği anda gerçekleşen doğaüstü bir olay sonucunda kendini aniden 1919 senesinde buluyor. 411 numaralı odanın sırrını bilen tek kişi Ahmet endişe içinde Esra’yı ararken, Esra da o esnada otelde Agatha Christie ve Mustafa Kemal Paşa’yla karşılaşıyor, çok heyecanlanıyor. Üstelik Esra, Pera Palas’ın sahibinin yeğeni olan kendisine de ikizi gibi benzeyen Peride Hanım’ı da görünce işler büsbütün karışıyor Esra kendini bir anda Türkiye’nin kaderini etkileyecek, hata yapmamasını gerektirecek heyecanlı olayların içinde buluyor.

“Önemli olan iç güzelliği” değildir

“Benim için dış güzellik önemli değil, iç güzelliği önemli…” Kişiler arası etkileşimlerde genellikle sarf edilen bu sözün çoğunlukla doğru olmadığı çeşitli bilimsel çalışmalarca kanıtlanmış durumda. Fiziksel çekicilik; yalnız başına “iyi” sıfatlarla (güçlü, rekabet edebilen, mutlu, çekici, güven veren) algılanmaya yeterli, oldukça güçlü bir özellik olarak dikkat çekiyor.[1] [2] Pazarlama alanında yapılan araştırmalar da ambalajın, yani ürünün nasıl gözüktüğünün ve müşteride ilk olarak nasıl bir izlenim bıraktığının ürünün satışının başarısı veya başarısızlığı için en önemli ve kritik koşullardan biri olduğunu gösteriyor.

Buradan yola çıktığımızda dizinin macerasının doğru görsel “ambalaj”ı yarattığını söylemek yanlış olmaz. Öncelikle dizi, Netflix’in iletişim stratejisiyle birlikte insanlara doğru bir şekilde sunuluyor. Hedef kitle, aylar öncesinden Türkiye’nin önde gelen popüler oyuncularından Hazal Kaya’nın ve Netflix’in yeni yapımından başta sosyal medya olmak üzere pek çok kanaldan bilgilendirilmiş. Netflix gibi bir markanın Hazal Kaya gibi bir isimle çalışması, görsel sunumun ilk aşaması. Daha sonra dizinin Türkiye’de ve dünyada oldukça popüler olan kitap “Pera Palas’ta Gece Yarısı” ile aynı ismi taşıması, fragmanda yer alan Mustafa Kemal Paşa’ya karşı planlanan suikast planı gibi ayrıntılar, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Agatha Christie gibi çok değerli isimlerin dizide yer alması ve dizinin galasının Pera Palas Otel’de görkemli bir şekilde gerçekleşmesi de görsel sunumun diğer basamaklarını oluşturuyor.

Güçlü duygular, doğru iletişim

pastedGraphic.png

Merak uyandırdı mı? Evet uyandırdı. Kişiler, izlesem mi izlemesem mi diye düşünedursun ilk izleyenlerden yorumlar geldi: “Atatürk sahnesinde çok duygulandım”, “Atatürk’e sarıldığı sahnede Esra’nın yerinde olmak için neler vermezdim.” Netflix devam ettirdi: “Haydi geçmişe gidiyoruz, Tarih:1919”. Merak, hayatta kalma dürtüsü, vatan sevgisi, aşk, özlem gibi en güçlü duygular, sizi bir ürünü satın almaya, bir diziyi/filmi izlemeye, kısacası onun peşinden sonuna kadar gitmeye, onu tüketmeye doğru sürükler. Senaryolarda da durum aynen bu şekilde işler: Senarist, ölüm korkusu, aşk, merak, öfke gibi izleyicinin en yoğun duygularına hitap eder ki izlensin. İzleme eylemiyle birlikte o dizinin kurgu olduğunu unutup o dünyanın içinde ve orada yaşıyormuşuz gibi hissederiz çünkü. O yüzdendir ki dizideki karakterlerin yaşadıklarına sevinir, üzülür, ağlar, onlarla bir bağ, bir etkileşim kurarız. Bu anlamda karakterlerle ne kadar bağ kurabilirsek o kadar çok izleme davranışı gösteririz. Dizinin bizde yarattığı en önemli başarılardan bir tanesi de bu. Kahramanımız Esra, tıpkı bizim gibi dışarıdan bir gözle o yıllara gidiyor ve aslında bizim mücadelemizi veriyor. Bizim gibi olayların akışını bozmak istemiyor, Mustafa Kemal’in suikast planına karşı koymaya çalışıyor, Mustafa Kemal Paşa’ya özlem duyarken, onun önderliğinde Türk halkının mücadelesine katkıda bulunuyor, vatanını korumaya çalışıyor. Bu da bizim ona karşı daha fazla empati duymamızı sağlıyor.

Son aşama: Sosyal medyanın gücü ve WOM etkisi

pastedGraphic_1.png

Geriye ne kalıyor? Sosyal medyanın gücünü, dolayısıyla da WOM (Word of mouth) etkisini kullanmak… Netflix, eş zamanlı olarak bunu da sonuna kadar başarıyor. Dizi izlendikçe yorumlar artıyor, yorumlar arttıkça dizi merak ediliyor. Herkes bir anlığına kendini Mustafa Kemal Paşa’ya sarılan Esra’nın yerine koyuyor, zaman yolculuğunda bir mücadeleye soyunuyor, paralelde Netflix Türkiye sosyal medya hesaplarından doğal, sıradan ve gündelik iletişim dili kullandığı dizi paylaşımlarını ardı ardına yayınlıyor, dizinin oyuncularının diziyle ilgili paylaşımlarına sıradan bir kişiymiş gibi yorumlar yapıyor ve bum! Dizi, her ayrıntısıyla merak edilen bir fenomen haline dönüşüyor. Olumlu yorumlarla beraber olumsuz yorumlar da dizinin izlenmesi ve konuşulmasına katkı sağlıyor. Pera Palas’ta Gece Yarısı bir çığ etkisi yaratıyor.

İçerik önemlidir, iletişim her şey!

Pek çok kez dile getirildiği gibi bir ürünün (dizinin/filmin/kitabın vb) içeriğinde ne olduğu o ürünün satın alınmasında/tüketilmesinde çok önemli bir rol oynar. Ancak içerikten önce hayat kolaylaştırıcı sezgisel yanımız olan bazı kestirme yolları kullanırız ve ilk etapta o kestirme düşünceyi kullanarak davranışa dökmeyi yani karar vermeyi tercih ederiz. Yazıda da bahsedilen Netflix’in sosyal medya paylaşımları ve iletişim dili, fragmanda yer alan önemli ayrıntılar, zamanlama, konjonktür, oyuncuların görünürlükleri ve paylaşımları diziyi izlememize, “Ben de izledim, popüler olanı kaçırmadım ve işte şimdi yorum yapabilirim.” etkisini yaratmaya, en sonunda da ürünü fenomen haline getirmeye olanak tanıyor. “Bir iletişim başarısı: Pera Palas’ta Gece Yarısı” hikâyemiz de burada sonlanıyor. İkinci sezonda görüşmek üzere, iyi seyirler.

HABERİN DETAYLARINA LİNKTEN ULAŞABİLİRSİNİZ. 

ŞİMAL DOĞAN