gök, açık hava, çayır, taş içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Bloomberg HT’de yayınlanan Elektrik 4.0 programının ikinci bölümünde Döngüsel Ekonomi konusu ele alındı. Programın konuğu Boğaziçi Üniversitesi İklim değişikliği Araştırma Müdürü Prof. Levent Kurnaz döngüsel ekonomiyi, “Kaynaklar tükeniyor. Atmayın, tekrar tekrar kullanın, değiştirin yeniden kullanın, olmazsa başkasına verin, o da olmazsa dönüştürün” sözleriyle tanımladı. Dünyanın önündeki en büyük riskin iklim krizi nedeniyle yaşanacak göç olduğuna vurgu yapan Kurnaz, programda iklim kriziyle mücadele konusunda döngüsel ekonominin rolünün ne olduğu, neden gereksinim duyulduğu ve neler yapılması gerektiğini şöyle özetledi:

Döngüsel ekonomi iklim kriziyle mücadelede oldukça önemli bir role sahip. Çünkü, dünyadaki kaynaklar sonsuz ve sınırsız değil. İklim krizini ve sonuçlarını dert edenler, dünya çapında 1972 yılında ciddi bir araştırmaya girişti. Kaynakların bitmemesi, makul kullanılması için, neler yapılacağı konusunda araştırmalar yapıldı.

50 yıllık öykü

Döngüsel ekonominin önemi görüldü. Aslında yakından bakıldığında kullanıp atmanın 50 yıllık bir geçmişi olduğu görüldü. Ondan önce alınan bir şey kullanılır, küçülünce küçük kardeş ya da başka bir çocuk giyerdi. Yalnız giysiler değil her türlü eşya için bunu söylemek mümkün. Çünkü plastik kaplara çiçek ekildiğini görmüş bir kuşağız biz.

Ama son 50 yıldır “kullan-at” eğilimi gelişti. İşte döngüsel bir anlamda tekrar tekrar kullanmaya dikkat çeken bir sistem. Çünkü dünyadaki kaynaklar sonsuz ve sınırsız değil. Döngüsel ekonomide deniyor ki “Kullan, yeniden kullan, tamir ettir bir kez daha kullan. Olmuyorsa başka bir işte kullan, bir başka şeye dönüştür”

Ancak burada gidilecek çok yol var. Kimse bunu denemiyor. Oysa diğer yandan kullan at sistemi çöküyor. O nedenle bunu yapmak, döngüsel ekonomiye geçmek durumundayız.

Nüfus kalabalık

Eğer dünya nüfusu 1 milyar civarında olsaydı. Belki döngüsel ekonomiye gerek kalmayabilirdi ama bugün dünyada 8 milyar nüfus yaşıyor.

Nüfus kontrolü konusunda gelişmeler var fakat yine de kaynakların sınırlı olması buna yetmiyor.

30 milyon göçmen

Yakın gelecekte en önemli sorun göç sorunu. 10 yıl içinde su bulamamaktan 700 milyon insan göç edecek . O göçmenlerin önemli bir kısmı bizim ülkemizden geçerek gidecek ya da gitmeyecek. Bir gün kapımızda 30 milyon insan bulursak bu zor bir sorun olacak. Avrupa Birliği (AB) bunu gördü ve önlemlerini aldı. Sınırlarını koruyacak önlemleri aldı. Ancak biz kendi iç sorunlarımızla uğraşıyorken bunu kapıda bulabiliriz.

Bu tamamen bir güvenlik meselesi olarak ele alınmalı. Ben bugünkü göçten söz etmiyorum. Bugünkü bu politik bir durum. Ama gelecekteki göç öyle olmayacak. Aç kaldığı ya da susuz kaldığı için gelen insanlar geri gitmeyecek. Politik olan göç benim konum değil ama iklim koşullarından kaynaklanan göç bizim sorunumuz. Orada da ne yazık ki herhangi bir çalışma yok. Oysa bela güldür güldür geliyor.

Kimse kömürden vazgeçmedi

Ayrıca kirli kaynaklardan vazgeçmek için gerekli adımlar atılmıyor. Ukrayna savaşı, Avrupa’nın Rus gazına bağımlığını ciddi şeklide ortaya koydu. Onlar da bu duruma çare bulmak için kolları sıvadı. Ama Avrupa Rusya yerine ABD’dan gaz almaya başladı.

İngiltere daha yeni bir kömür madeni işletmesine izin verdi. Bu ne demek. En az 30 ya da 50 yıl kömür üretecek demek. Oysa iklim krizi her geçen gün daha riskli bir boyut kazanıyor.Kaynakça: https://www.bloomberght.com/en-buyuk-sorun-iklim-kaynakli-goc-olacak-2305671