berke ünsal

Borsa ve bitcoin gibi finansal araçların kişilere büyük getiriler vaat etmesi, şirketlerin finansal gücüne ve değerine olan ilgiyi de genel anlamda artırdı. İnsanların bilmedi alanlarda yatırımlar yapmaya çalışması, bazen büyük kayıplar sağlarken bazen ise getiriler yaratması, toplum açısından finansal gücü de kurumlar için bir değerlendirme kriteri haline getirdi.

Kurumların sosyal yönü her geçen gün daha önemli hale geliyor ve bu nedenle, kurumlar da bireyler gibi sosyal konularda fikir sahibi olmak durumunda kalıyor. Cinsiyet eşitsizliği, LGBTİ hakları, azınlık gruplar, gelir adaleti gibi bir çok konuda kurumlar açıklamalarda bulunuyor ancak bu da kurum imajı açısından riskli bir durum ortaya çıkarıyor.

Geçmiş yıllarda şirketlerin siyasileşmesi genellikle olumsuz bir durum olarak görülmekteydi. Çünkü bu durum, şirketin devlet ile olan ilişkilerinde sorunlara neden olabilmekteydi ve bu nedenle kurumlar ve kurumları temsil eden kişiler siyasi görüşlerini paylaşmaktan da uzak dururdu.

Dijital kanalların içerik yaratımını kolaylaştırdığı iletişim ortamında, şirketlerin karşı karşıya kaldığı yalan haber sayısında artış gösteriyor. Bilginin kontrolünün çok zor olduğu bu dönemde, şirketlerin kendisini daha doğru ifade ederek, paydaşlarının gözünde daha korunaklı bir algı yaratması gerekiyor.