Önceki yazımızda Halkla İlişkiler ve Reklamcılığın 6 farkından bahsetmiştik. Bu yazımızda da size birbirleriyle dirsek temasında olan iki dalın diğer farklarından bahsedeceğiz.

7) Ağzından çıkanı kitlen duyuyor, peki inanıyor mu?

Reklamcılıkta, çokça kez söylediğimiz gibi, parasıyla istediğiniz mesajı, istediğiniz şekilde söyleyebiliyorsunuz. En iyisi biziz demek kolay. Niye demeyesiniz ki? Peki en iyisi cidden siz misiniz? Söylüyorsunuz, söyleyebiliyorsunuz. Peki inandırabiliyor musunuz? Önemli olan da bazen bu. Reklamcılar, istedikleri her şeyi söyleyebilirler. Mesajları tamamen onlara kalmış. Mesajın tonunu kendileri belirliyor. Ama bu yüzden, hedef kitle şüpheci yaklaşabiliyor.

Halkla ilişkiler ise, araya başka kişilerin, birinci ağız yorumlarıyla harmanlanmış şekliyle çıktığı için ortaya, daha güvenilir, daha benimsenebilir.

8) Iyi günde, kötü günde

Reklamın iyisi kötüsü olmaz deseler bile, hiçbir reklamcı kendisi için kötü bir reklam yapmak için para ödemez. Kötü bir reklam yayımlatmaz. Reklamcıların bir kısmı müşterilerle tanışmazlar bile.

Halkla ilişkiler çalışanları ise daima medya ve müşterilerin gözünün önündedir. İyi durumlarda da, kötü durumlarda da her zaman açıklamayı onlar yaparlar.  Temsilci konumundalardır.

9) Son kullanma tarihi

Reklamları, bütçe el verdiği sürece yayımlayabilir, istediğiniz kadar tekrarlayabilirsiniz. Reklamların genelde raf ömürleri daha uzundur.

Halkla ilişkiler eforları ise farklıdır. Bir şey bir kere yeni olur. Kendi hayatlarımızdan düşünelim. Aynı şeye kaç defa şaşırıyoruz? Bir muhabir aynı haberi defalarca yayımlamaz. Bir izleyici aynı espriye her seferinde aynı miktarda gülmez. İşte halkla ilişkiler çabaları da bu şekildedir. İlk etki her zaman en önemli ve asıl etkidir.

10) Nitelikli olmak veya haber nitelikli olmak, işte tüm mesele bu

Reklamlar, ucu bucağı olmayan dipsiz kuyulardır. Hayal gücünün sınırları zorlanır. Çılgın fikirlerle uçuk kaçık sonuçlara ulaşılır. İzleyici şaşırtılabilir. Yepyeni şeyler yaratılabilir.

Halkla İlişkiler çabalarının kendilerine yer bulabilmeleri için gerçekçi ve haber değeri taşıyor olmaları gerekir.

11) Bana Kimle Çalıştığını Söyle, Sana Kim Olduğunu Söyleyeyim

Reklamcılık, daha çok satışa yönelik, ürün ve hizmet satma odaklı olduğu için genelde şirket içerisinde bu departmanlarla daha çok dirsek temasındadır. Halkla İlişkiler ise hem iç, hem dış iletişim çabalarını, yönetim politikalarını ve benzeri çabaları kapsadığından şirketin üst düzey yöneticileri ile dirsek teması daha fazladır.

12) Herkesin Reklamcısı Yoktur ama Herkesin Bir PR’cısı Vardır

Çok gelişmiş, tanınan kurumlar, devlet kurumları, fonksiyonları kesin ve değişmez kurumlar vs. reklam yapma ihtiyacı duymazlar.  Ancak her kurumun bir halkla ilişkiler stratejisi, PR birimi veya birlikte çalıştığı bir PR uzmanı vardır.

Uzun lafın kısası, halkla ilişkiler başlı başına bir sistemdir. Uzun vadeli bir algı yönetimidir. Bir sistemi, oluşumu benimsetmeye yönelik ikna sanatıdır.  Reklam, bir ürün veya hizmete olan talebi arttırmaya yönelik, kısa dönemde sonuç vermesi beklenen yatırımdır. Hakla ilişkilerde kurum, reklamda ürün ön plandadır.