“Bizim işimiz uyku, tatil nedir bilmez kızım. Çok çalışacaksın, bunu bil yeter.”

Kitapların her bir sayfasının el ile işlendiği ve zaman ile terbiye edildiğini düşünürsek, gecesi gündüzü olmayan halkla ilişkiler uzmanlarının bu çok kıymetli emanet için aslında en uygun kişiler olduklarını anlayabiliriz. Çok çalışmayı çalışmasının özü kabul eden bu kişiler, iletişim uygulamalarının ve ifade becerilerinin kızıl ötesi ışınları sayesinde, birlikte çalıştıkları yazarların eserlerini ömür boyunca saygınlık müzesinde sergileyip muhafaza ederler. Alıntı yaptığım söz de, çok sevdiğim bir hocamın halkla ilişkilerle ilgili bir değerlendirmesidir. Buradaki mesajı özellikle kitap pr’ı ile ilişkilendiriyorum. Çünkü belki de sadece kitap pr’ında sürekli yaşayan ve ilgi bekleyen bir oluşumdan söz etmek mümkün.

Kitap PR’ının tam zamanlı fedakarlık gerektiren çalışma sisteminden başımız dik bir şekilde çıkabilmemiz için bu konuda deneyim sahibi olan kişilerin sözlerine kulak vermemiz faydalı olabilir. Haydi işi bilenlerin değerlendirmelerine kulak verelim.

“Fanlar ya da SüperFanlar… İşte bütün mesele bu.”

Fan ve süperfan kelimeleleri birbirinden yalnızca bir önad ile ayrışmıyor. Bu ikisi arasındaki farkları bilmek, tanıtmakta olduğumuz kitabın da iletişimdeki hedef kitlesindeki segmentleri birbirinden ayrı tutmaya olanak verir. Hedef kitledeki bağlılık oranı arttıkça tek yönlü iletişim paketine yeni yaklaşımlar eklemek ve özelleştirilmiş ileti metinleri oluşturmanız gerektiği gerçeğine hazırlıklı olmalısınız.

Bağlılık oranı daha yüksek olan kitle, farkında olmadan sizin tanıtımınızı sosyal medyada yapmak gibi bir motivasyon ile sonuçlanan bir düşünce şekli geliştirir. Fikirlerine saygı duyan tanıdıkları ve ortak ilgi alanına sahip olma sebebiyle koşulsuz bir sempati oluşturan tanıştıkları tarafından “kitabın sosyal alandaki temsilcisi” bazen de “savunucusu” olarak kabul görürler. Tam da bu sebeple, bir PR’cının temel içgüdülerinden ilkine başvurmaları, süperfanlar söz konusu olduğunda tepkisel olduğu kadar akılcı da bir hareket olur. Bu durumda “Yaptığınız işe inanın.” sözü, davranışlarınızın referans noktası görevi görmeli. Çünkü yaptığınız işe inanmazsanız, konuya olan ilginizi ve inancınızı kaybeder ve en küçük bir kriz halinde krizin yönetimini sizden daha bilgili ve ilgili kişilere gönüllüce devretmiş olursunuz.

Tanıtımını üstlendiğiniz kitabın türü ne olursa olsun hikayesinin kalabalık bir imza günü organizasyonunun planlanması ve yönetimi veya medya yansıması için gerekli telefon trafiğinin sağlanmasıyla yayılıp sevilmeyeceğini biliyorsunuzdur. Konuya inancınızı kaybettiğiniz anlar için bir denetim servisi: Kitabın hikayesi ile tutarlı bir dil ve tonda kalın. En önemlisi; fan ve süperfanların memnun olması gibi yan etkilerle sonuçlanacak eser odaklı KPI’larla (Key Performance Indicator) yola çıkın. Oluşturduğunuz KPI’ların kitapla ilgili yazarınızın ve kendinizin şüpheye düştüğü karanlık yolları aydınlatacak güçte olduğundan emin olun. Bunu ölçmenin yollarından biri; yazarınızın iletişimle ilgili cesur ve yenilikçi olurken, eserin söylediklerinin dışına çıkmadan hareket etmesini sağlamaktır.

“Yazan” Birinden “Yazar” Birine

Genel anlamda farklı amaçlarla çıktıkları yolda birbirine arkadaşlık etmeyen pazarlama ve tanıtım, nadiren de olsa ortak bir noktada buluşabilirler. Bu noktalardan birinin adı kişiliktir. Markanın, kitapların ve yazarınızın kişiliğinin sektörden sizin aracılığınız ile mümkün olduğunca çok sayıda kişiye ulaşmasını amaçlayın. İşe, yazarınızın evim diyebileceği bir platform sunmakla başlayabilirsiniz. Mutlaka web üzerine inşa edilmesi gereken bu ev, tarafınızdan oluşturulmuş kişi listeleri ile desteklenmeli. Bunu yazarınıza sağlayabilir, güçlü ve KPI’larınıza maksimum verim ile dönüş yapacak kişilerin mail listesi ya da sosyal ağ toplulukları adı altında buluşmasına aracılık edebilirseniz yazarınızın yazan birinden, yazar birine dönüştüğünü fark etmesine fırsat verebilirsiniz. Tanıtımın başladığı yer yazarınızın hayalleri ve fontlara sığdırılan ifadeleri ise; bittiği yer de kendi yüzünden yansıyan okurların ifadeleri olacaktır. Doğru kişiler tarafından desteklenip yönlendirilen yazarınıza, işini seven ve tatil kelimesine tahammül edemeyen bir iş disiplininin en büyük hediyesini ancak bunları dikkate alarak oluşturduğunuz bir rehber ile başarabilirsiniz.