GENÇ MUCİTTEN YENİ GÖRÜNTÜLEME CİHAZI

Üniversite yıllarını laboratuvarda değerlendiren Mert Aktürk, daha mezun olmadan cilt kanseri teşhisini kolaylaştırmak için bir cihaz geliştirdi

İstanbul Bilgi Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan Mert Aktürk üniversitedeki ilk yıllarından beri laboratuvarda farklı araştırma projelerinde yer almış. 2.5 yıldır üzerinde çalıştığı projeyle cilt kanserinin teşhisi için daha az maliyetli ve daha hızlı sonuç alınabilen yeni bir çoklu tarama metodu geliştirmiş. Aktürk’le bu yöntemi konuştuk.

-Bilimsel yolculuğumuz nasıl başladı?

Elektrik elektronik mühendisliğini kazandığımda bu disiplinin çok geniş olduğunun farkındaydım ve kendi ilgi alanımı keşfetmek istiyordum. Bu nedenle üniversiteye girdiğim ilk yıldan itibaren şu anda bu projeyi geliştirdiğim Mikro-Sistemler Laboratuvarı’na girdim. Bilgi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yiğit Dağhan Gökdel’in yönlendirmesiyle ilgi alanlarımı fark etmemi sağlayan projelerde yer aldım.

-Bu projeler nelerdi?

Örneğin, triatlon koşucusuyum ve tam da bununla ilgili bir projede yer aldım. Radyo frekansıyla tanımlama sistemini kullanarak, maratondaki koşucuların bitirme sürelerini ölçen bir cihazın kurulumu üzerine çalıştım. Özellikle elektroniğe ve programlamaya ilgisi olan birçok insanın hobi projelerinde kullandığı mikro denetleyici kitleri kullanarak, çoklu görev içeren hafıza oyunu ve renklerine göre cisimleri ayıran uzaktan kontrollü robot kol gibi projeler de geliştirdik.

– Cilt kanserinin teşhisi için geliştirdiğiniz yöntem üzerinde ne zamandır çalışıyorsunuz?

Son 2.5 yıldır lazer taramalı konfokal mikroskop üzerinde çalışıyorum. Bu mikroskoplar lazer ışını göndererek dokunun farklı derinliklerinden yüksek çözünürlükte görüntü elde edilmesini sağlıyor. Bu özelliğiyle de cilt kanserinin teşhisinde o dokuya müdahaleye yani dokudan parça almayı gerektiren biyopsilere bir alternatif oluşturuyor. Bu da hem hastaların acı çekmesini engelliyor hem de kanama gibi yan etkileri ortadan kaldırıyor. Ayrıca dokuyu al, patolojiye yolla, çıkma süresini bekle derken zaman kaybediliyor. Bu zaman kaybına da anlık değerlendirme imkanı ile son veriliyor.

– Neden herkes teşhiste bu mikroskopları kullanmıyor öyleyse?

Çok pahalı cihazlar oldukları için çok az hastanede teşhis cihazı olarak kullanılabiliyor. Projemde ise iki farklı tarayıcı ünitesinin performansını, aynı doku örneği üzerinde test edebilmeye imkan sağlayan bir sistem geliştirdik. Bu sayede cihazın maliyetini ciddi şekilde düşürdük. Normalde bu mikroskopların değeri 60-70 bin dolarken, biz yaklaşık 50 bin liraya mal ettik. Teşhis cihazının

fiyatının düşmesi hastaların teşhis imkanlarını artıracak.

– Projenizi daha da geliştirecek misiniz?

Evet. Yeni geliştirdiğimiz sisteme bir fiber kablo takarak yerlerinden kıpırdaması olanaksız olan hastaların da hastane ortamında cihazdan faydalanmalarını sağladık. İleride ise bu kablolarla endoskopi yapıp iç organlardaki daha farklı kanser çeşitlerini de teşhis etmeyi amaçlıyoruz.

“Kanserli dokuyu üç boyutlu görebiliyoruz”

Mert Aktürk: “Mikroskopla katman katman görüntüsünü aldığınız dokuyu, yazılım ortamında birleştirip üç boyutlu bir doku örneği de çıkarabiliyoruz. Yani kanserli dokunun biyopsiyle göremediğiniz üç boyutlu bir simülasyonunu çıkarmış oluyoruz. Böylece kanserin ne kadar büyük olduğu ve ciddi bir boyuta geldiğini de daha iyi anlama imkanı oluyor.”

Kaynak için tıklayın

Kaynak için tıklayın