Dünya’da Apple, Ferrari, Levi’s gibi birçok dev firmanın çöküş dönemi yaşayıp, tekrar kendine geldiğini biliyoruz. Aslında bu firmaların bir diğeri de neredeyse hepimizin çocukluk dönemine damga vuran Lego. Oyuncak evreni için başlı başına ikonik bir isme sahip olan Lego’nun kökeni 2.Dünya Savaşı yıllarına dayanıyor. 1949 yılında marangozlukla uğraşan Danimarkalı Ole Kirk Cristiansen, birbirine kenetlenen minyatür tuğla oyuncaklar üretiyordu. 1947 yılında bu oyuncakların plastik maddelerle üretilmesiyle beraber, Lego’nun ilkel temelleri oluşmuş oldu. Plastik Lego’lar popülerliğini artırırken, Almanya’nın Danimarka’yı işgal etmesi de uzun vadede şirket için bir kazanç oldu. Öyle ki Danimarkalılar, Alman menşeili oyuncak kullanmak istemediği için Lego Danimarka pazarını tek başına domine etti ve hem kendi ülkesinde hem de Dünya’da hızlı bir şekilde büyüdü.

İflasın Eşiğine Giden Yol

Kurulduğu yıldan, 1996 yılına kadar zarar açıklamayan Lego’yu büyük bir tehlike bekliyordu. Oyun konsollarının ve bilgisayar oyunlarının hızla gelişmesi, çocukların oyun alışkanlıklarını değiştirmeye başladı. Lego bu değişen oyun alışkanlıkları içinde sönük kalıyordu ve çocukların taleplerine karşılık veremiyordu. 96’ya kadar zarar açıklamadığını söylediğimiz Lego için kriz, 2000’lı yılların başında patlak verdi. 2003 yılında, şirketin 800 milyon dolar borcu olduğu ve satışlarının %30 düştüğü açıklandı.

Toparlanma Süreci

Lego batma noktasına doğru hızla giderken, şirket tekrar ayağa kalkmak için kendini yenilemeye başladı. Yeniden yapılanmanın ilk adımı, araştırma süreciyle ortaya çıktı. Lego, özel bir ortamda lego oynayan çocukları inceledi ve oyun oynarlarken söylediklerini kaydetti.  Bu şekilde, çocukların lego oynarken ne düşündükleri algılanmaya çalışıldı. Yeni nesil çocukların oynadıkları oyunlardan çabuk sıkıldıkları anlaşılınca, yeni Lego oyuncaklar daha kısa sürede tamamlanacak şekilde, basitçe tasarlandı. Çocuklar aynı zamanda, televizyonda gördükleri figürleri içselleştirdikleri için, oynadığı oyunlarda da onları görmek istiyordu. Bu sebeple Harry Potter, Star Wars gibi filmlerin lisanslı Legoları çıkartıldı. Bu ürünler şirkete pozitif ivme kazandırsa da, süreklilik sağlamadı. Çünkü filmlerin vizyonda olmadığı dönemler satışlar yine düşüyordu. Bunun üzerine Lego, Ninjago gibi kendi çizgi-film kahramanlarını üretmeye başladı. Böylece çocuklar televizyonda ve internette gördüğü Lego dizilerindeki karakterleri içselleştirip oyuncaklarına sahip olmak istiyordu.

2006 yılında Lego’nun ‘’Build the Future’’ (Geleceği İnşa et) adlı reklam kampanyası büyük beğeni topladı ve Cannes’da ödül alarak şirketin tekrar yükseliş dönemine damgasını vurdu.

Aynı dönemde internetin yükselişiyle beraber, Lego fanatiklerinin internette yayınladığı videolar şirket için harika bir PR kaynağı oldu.

Sonuç olarak atılan tüm adımların sonucunda Lego, iflastan kurtulmanın yanı sıra kar oranını tarihte hiç olmadığı kadar artırarak olağanüstü bir başarı yakaladı. Belirsizlik içindeki itibarını tekrar kazandı ve hatta 2015 yılında Brand Finance tarafından ‘’Dünya’nın en güçlü şirketi’’ seçildi.

Kaynak için tıklayınız

Kaynak için tıklayınız

Kaynak için tıklayınız