Güzellik nedir? Neyi güzel buluruz veya bulmayız? Bu, herkes için farklılık gösterecektir. Ancak öyle bir dönemde yaşıyoruz ki adeta bir Barbie bebek gibi görünen fazla zayıf, fazla güzel modeller markalar tarafından gündeme geliyor, bu moda haline geliyor ve güzel olarak sayılıyor. Bu süregelen durumdan ardından söyleyebilirim ki son birkaç yılda toplum ve markalar bu güzellik algısını yıkmaya başladı.
Gucci‘nin baş manken olarak podyuma çıkan modeli Armine Harutyunyan şu sıralar güzelliğiyle fazlasıyla gündemde. Daha doğrusu güzel olup olmadığıyla gündemde desek daha doğru olur. Peki, Gucci zaten olması gerekeni yaparak nasıl böylesine gündem olabiliyor? Olması gerek diyorum, çünkü markaların yer verdiği Barbie bebek görünümündeki modeller insanlara çok da gerçekçi gelmiyor. Belki de markalar sıradan bir kadın veya bir erkek model ile tanıtımlarını yapsalar, tüketici markayla daha çok bağ kurabilecek. Ki öyle de oldu. Gucci’nin Armine Harutyunyan’ı podyuma çıkarması olumsuz tepkiler alırken çok fazla insan tarafından da beğeniyle karşılandı.
Gucci’nin güzellik konusundaki bu bakış açısı, marka adına çok doğru bir hareket. Markalarda bizden insanlar görmek istiyoruz.Sıradan, samimi, gerçekçi yüzler görmek isteyebiliyoruz. Aksi halde alışveriş yapmaya teşvik edilmiyoruz. Bu durum alışveriş sırasında almak istediğimiz ürünün bize yakışmayacağını, görselde olduğu gibi bizde olmayacağını düşündürüyor. Ve bu düşünce ile, o ürüne yönelmiyoruz. Son yıllarda birçok markanın bu uğurda seçtikleri modeller, tüketici ile aralarında samimiyet bağı kurmada önemli bir rol taşıyor.