Şu anda her 8 kadından birisi yaşamı boyunca meme kanseri riski ile mücadele ediyor!  Yapılan araştırmalara göre, meme kanseri Türkiye’de %33 oranla kadınlarda en çok karşılaşılan kanser türü. Ne yazık ki görülme sıklığı ise son 20 yılda iki katından fazla arttı.

Dünya Sağlık Örgütü araştırmalarına göre bu oran gelişmiş ülkelerde azalıyorken gelişmekte olan ülkelerde artıyor. 2030 senesinde tüm meme kanserinin %75’inin sadece gelişmekte olan ülkelerde kalacağı öngörülüyor.

Nüfus artıyor ve yaşam tarzları değişiyor. Artık toplumun her kesiminde meme kanseri ile karşılaşıyoruz. Kaynakların yetersiz, eğitim seviyesinin düşük olması bir etkenken sosyoekonomik seviyenin çok yüksek olması da artık bir tehdit oluşturabiliyor. Kısaca kanseri tanımamak, daha geç evlenip geç yaşta anne olmak ya da daha fazla radyasyon ve çevre kirliliğine maruz kalmak da meme kanserinin nedeni olabiliyor.

Risk Altındayız!

Yağlı yiyeceklerle beslenmek, egzersiz yapmamak, aşırı alkol ve sigara tüketimi… Diğer yandan stresli bir yaşam. Tüm bunların bedenimizde bir dönüşümü söz konusu. Sağlıklı yaşamdan uzak kalmak meme kanseri riskini çok önemli bir derecede etkiliyor. Ancak kanser riskini azaltmak için her şeyden önce öz farkındalık ile başlamak gerek. Dengeli beslenme ve spor yapmanın yanında psikolojik iyi oluş ve düzenli kontroller çok etkili.

Hiç doğum yapmamış ya da 30 yaşının üstünde doğum yapmış kadınların daha çok risk taşıdığını biliyor muydunuz? Ya da kadınlar arasında çok yaygın olan ve yan etkileri küçümsenen doğum kontrol haplarının sağlığımız için bu konuda bir tehdit oluşturduğunu?

Özellikle 40 yaşından sonra meme kanserinin kadınlarda görülme oranı daha çok artıyor. Ailede meme kanseri öyküsünün olması ve kalıtsal genlere sahip olmak büyük bir risk faktörü. Bununla beraber yoğun meme dokusuna sahip olmak, erken adet olmak, emzirmeme ve fazla östrojene maruz kalmak da meme kanseri riskini artırabiliyor. 

Artık erken evrelerde tespit edildiği sürece %90’ının üzerinde iyileşme sağlanabiliyor. Güzel haber ise görülme oranındaki artışa rağmen erken tanıyla bu hastalıktan kaynaklı ölüm oranının azalıyor olması. Başarılı tedavi ancak erken tanı ve tarama ile mümkün. Mamografi ve ultrason yöntemleri geliştirildi ancak hala bilgi eksikliği erken tanı için bir engel unsuru.

Bu bilgi eksikliğinin giderilmesi toplumsal olarak sorumluluk taşıyoruz. Klinik çalışmalara ağırlık verilmeli, toplum tabanlı yaygın tarama programları geliştirilmeli ve uygulanmalıdır. Tüm dünyada Meme Kanseri Farkındalık Ayı olarak kabul edilen ekim ayındayız. Kendi kendine muayene eğitimi gibi bilinçlendirme projeleri için daha kapsamlı çalışmalar başlatılmalı.

Tüm bunlarla beraber bireysel olarak sorumluluğumuz da unutulmamalı. Kansere karşı farkındalık kazanmalı ve bilinçlenmeliyiz. Her an her yerde karşılaşabilme olasılığımız olduğunu bilmeli ve bu konuda sağduyumuzu geliştirmeliyiz.

İlgili yazılar:

Kaynak:

https://bursaism.saglik.gov.tr/TR,100412/ekim-ayi-meme-kanseri-farkindalik-ayi.html

https://www.kanser.org/saglik/upload/20.UKK/Dunyada_ve_Turkiyede_Meme_Kanseri%23Vahit_Ozmen.pdf

https://www.florence.com.tr/saglikli-yasam/Detay/turkiyede-meme-kanseri-sikligini-biliyor-musunuz

http://www.yeditepehastanesi.com.tr/meme-kanserinin-erken-tanisinin-onundeki-en-buyuk-engel-bilgi-eksikligi