Hepimiz “big data” kavramına uzaktan da yakından da olsa aşinayız.  Büyük veri olarak da karşımıza çıkabilecek bu kavram hayatımızdaki alışkanlıklarımızdan, tercihlerimizden kısacası bize dair her şeyden beslenerek büyüyor ve bu hale geliyor. Peki bu big data ne işe yarıyor, neden bu kadar önem arz ediyor?

Günlük yaşantımızda neler yaptığımızı bir düşünelim. Bir çoğumuz sabah uyanır uyanmaz elimize telefonumuzu alıp sosyal medya hesaplarımıza göz atmakla işe başlıyoruz. Daha sonra gelen mesajlar cevap verme, bir şeyler araştırma gibi ilerleyen süreçte yaptığımız en ufak bir hamle bile bu big data olarak adlandırdığımız yerde depolanıyor. Farkında olmadan kendi ellerimizle verdiğimiz bu verilerin depolanması sonucunda markalar ya da şirketler bu verileri satın alıp yine bizlere satıyor. Kısacası kendi ayağımıza kurşun sıkıyoruz. 

Geleneksel medya araçlarıyla gerçekleşmesi çok güç olan bu büyüklükteki verilerin toplanması dijital ortamda oldukça kolay bir hale bürünüyor. Bu durumu fark etmemiş olmanızın imkanı yok denecek kadar ufak bir ihtimaldir yalnızca her gün yaşadığınız bu durumun belki bir tesadüften ibaret olduğunu belki de telefonlarınızın dinlendiğini düşünerek hayatınıza devam ediyorsunuz. Fakat işin aslı tamamen arkamızda bırakmış olduğumuz dijital ayak izlerimizden ibaret. Tıpkı normal yaşantımızda yaptığımız faaliyetler karbon ayak izimizi oluşturduğu gibi dijital ortamda yaptığımız şeyler de dijital ayak izlerimizi oluşturuyor.

buzdolabı içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Dijital ayak izlerimizin toplanmasının bizlere ne gibi etkisi var?


Dijital ayak izlerimiz attığımız maillerden, arama motorunda arattığımız tek bir kelimeden, yazdığımız mesajlardan, girdiğimiz sitelerden aklınıza gelebilecek internet üzerinden gerçekleştirdiğimiz her eylemin izleri olarak açıklanabilir. Bir başka ifadeyle tüm bunların toplamı bizlerin dijital yaşamınızı yansıtır.  

köpek, fotoğraf, göster, küçük içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Düşündüğümüzde bu durum ilk başta korkutucu gibi görünse de bizlerin aleyhine kullanılacak bir durum söz konusu değildir. Dijital ayak izlerimizin toplanıp big data haline getirilmesinin altında markaların ve şirketlerin bir ürünü satarken veya satışa çıkarmadan önce stratejilerini belirleme, ürünü kimlerin tercih edebilme potansiyeline sahip olduğunu görme veya sizin ilgilendiğiniz şeylere benzer ürün veya içerikleri karşınıza çıkararak satın alma potansiyelinizi arttırmak gibi sebepler yatmaktadır. Yani bir mesaj attığınızda veya bir ürün incelediğinizde karşınıza bu ve binlercesinin reklam olarak çıkması bir tesadüf değil big datanın yansımasıdır. Bunu yalnızca bir ürünü satın almanız için değil sosyal medya üzerinden takip etmiş olduğunuz içeriklere bakarak da karşınıza buna göre içerik çıkarmaları mümkün hale geliyor. Örneğin Instagram hesabınız üzerinden beğendiğiniz ve takip ettiğiniz içeriklere bakarak uygulama sizler için keşfet kısmında o içeriklerle bağlantılı ve benzer içerikleri sizlere sunuyor. Bunun yanı sıra haftalık olarak en çok beğendiğiniz içeriği belirleyip söyleyerek o içeriği takip etme seçeneği sunuyor. 

yiyecek içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Bu durum tabi ki yalnızca Instagram için geçerli değil. Netflix de bizlerin izlediği, beğendiği film ve dizilerin içeriklerine göre başka dizi ve filmlerin içeriklerini karşılaştırarak bizlere bir eşleşme oranı sunuyor. Bu da bizlerin vakit kaybetmeden kendi ilgi alanımıza uygun olan dizi veya filme yönelip Netflix üzerinde daha çok vakit geçirebilmemizi sağlıyor. 

kişi, adam, tutma, genç içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Peki Big Data’nın bize ne gibi bir yararı var?

Yalnızca markaların ve şirketlerin satın alımı artırma veya uygulamayı kullanımı arttırma amacına hizmet ediyor gibi görünse de aslında bir yandan da tamamen müşteri odaklı çalışmasına sebep oluyor. Yani aslında her şeye biz ve bizlerin tercihleri yön veriyor diyebiliriz. Örneğin bir ürün üzerinde müşterilerin daha çok beğenisini nasıl alırız sorusuna odaklanarak çalışılırken bir oyun veya uygulama da geliştirilirken daha çok nasıl vakit geçirmelerini sağlarız sorusuna odaklanılıyor. Bu soruların cevapları da yalnızca bizde yani big data adı verilen yerde toplanıyor. Özetle big datanın kullanımını bir tehdit olarak görmeyip bu durumundan yararlanmaya çalışmak yapabileceğimiz en iyi şeydir.