Evde spor yapmak, genellikle temel malzemeler ile fiziksel imkanları kullanarak yapılan hareketler olarak anlaşılıyor. Ancak bunun farklı örnekleri de mevcut. Peloton, evden bisiklet üzerinde antrenman dersleri sağlayan bir girişim olarak internet üzerinden katılımın sağlanabildiği ve eve gönderilen makine ile spor salonu imkanlarının sağlandığı bir modeli sunuyor. Peloton gibi çalışan farklı fitness hizmetleri de makinelere dayalı programlar sunuyor.
Spor salonlarının yüksek temas gerektiren yerler olması ise koronavirüs ile birlikte ciddi önlemler alınmasına neden oldu. Küresel ölçekte pek çok spor salonu kapatılırken, açılış tarihleri de kesinleşmedi. Bu süreçte de evden fitnesshizmeti veren markalara yoğun bir ilgi oluştu. Kimse ile temas gerektirmeyen ve rahat bir ortamda spor yapılmasına imkan sağlayan bu markalar, talebe yetişmekte zorlanırken, özellikle yoğunluk nedeni ile reklam vermeyi bile durdurmuş haldeler.
Sosyal medya gibi platformlar aracılığı ile Türkiye’de aletsiz derslerin yoğunlaştığı görülürken, aletli spor servislerinde ise bir oluşum görülmüyor. Bu nedenle ilgili markalara ve iş modellerine de ilgi artıyor. Evden spor yapmak insanlar için motivasyon sorunları yaratması nedeni ile normal zamanlarda daha az talep ile karşılaşırken, aslında imkansızlıklar içerisinde olunduğunda iyi bir alternatif olduğu görülüyor. Hali hazırda evde bisikleti olanlar markaların derslerine ücretsiz olarak katılabilirken, koronavirüs sonrası bu üyeliklerin ücretli konuma geçmesi bekleniyor.