Yaşadığımız bu dijital çağda dijital araçlara da ihtiyaç vardır. Bu da kriz kaynaklarına mobil uygulamalar aracılığıyla ulaşabiliriz. Hızlı bir çağın içerisinde bilgiye ve kaynağa ulaşmak bir parmak ötede.. Kriz yönetimi uzmanı  Ron Culp,bunu şu şekilde açıklıyor; önemli değişiklik, yaşamın her alanında otorite olan kurumlarda artan kamu şüpheciliği ile birlikte iletişimin “baş döndürücü hızı” idi. Bu hız ihtiyacı, önemli kriz planlarını saklamanın bir yolu olan telli dosyaların sonunu getirmiştir. 
Kriz yönetiminin yeni kurallarında her şey yeni değildir;

1- Güçlenmiş ve yetkilenmiş halk 

Uzun süredir devam eden kriz senaryosu kuralı, ‘tüm paydaşlara empatik ve özgün bir iletişimle hitap etmektir’. Ancak bugünün şartlarına göre, bir kriz çıktığında insanlar durum hakkından daha fazla bilgi istemektedirler. İnsanlar verilen özgün cevaplar ile iki yönlü katılım ve kurumun işleri nasıl doğru kılacağını bilmek istiyorlar. Daha sonra şirket hakkındaki görüşlerini ve yanıtlarını kendi dijital mecralarında paylaşım yapıyorlar.

Ayrıca daha sofistike izleme ve değerlendirme araçlarına ihtiyaç vardır ve sosyal medya platformları etkili iki yönlü iletişim kanalları haline gelir 

2-Halkın dikkatini çekmek

Toplum olarak gerçekten daha bilgili miyiz? Günlük son dakika haberleri eleştirel düşünmeyi destekliyor mu? Gazetecilik cevherleri bu aşınma içinde kayboluyor mu? Kendimizi fena halde eğlendiriyor muyuz? 

Bir kriz üzerindeki etkisi iki yönlüdür. Birincisi, bir krizin ilk 48 saati hiç olmadığı kadar yoğundur. İkincisi, konu insanların dikkatini çekmeye başlarken öfke ve dikkat hızlıca kaybolur.

Sonuç olarak, eski kriz kuralları şöyle değiştirilmelidir:

  • Kısa ve net konuşmak daha da önemli hale geldi.
  • Daha küçük ve etkili kitlelere adım adım yaklaşmak ve onlara daha ayrıntılı bilgi vermek gereklidir.

Kaynak için Tıklayınız.