Fransa merkezli çok uluslu reklamcılık ve halkla ilişkiler şirketi olan Havas Group’un 33 ülke ve 15 ayrı sektörde, 300 bini aşkın insan ve 1500 marka ile birlikte yürüttüğü araştırmaya göre, markaların %74’ünün kaybolması dahilinde tüketiciler bunu dikkate bile almayacaklar. Tüketicilerin %75’lik kısmı ise, markaların, onların yaşamlarını olumlu yönde etkileyebilecekleri kanısında fakat, bunların sadece %40’ı markaların bunu gerçekleştirebildiğini düşünüyor. 

Markalar günümüzde sürdürülebilir başarıya ve büyümeye nasıl ortam sağlanacağı sorusu ile karşı karşıya kalmaktadır. Bunu başarabilmek için zamanımızın bilinçli tüketici tabanında kendilerini kanıtlamak zorundalar ve bu da hedefe yönelik bir yaklaşıma sadık kalmayı gerektiriyor.

PSFK, geçtiğimiz günlerde müşteri sadakati konulu bir yazı paylaştı. Bu yazıya göre, amaca yönelik yaklaşımın anlamı müşterilerin değerlerini, isteklerini ve tercihlerini öncelikle markaların ortak ihtiyaçlara ve ilgi alanlarına dayalı olarak kitlelerle bağlamasına olanak tanıyan özgün bir şekilde ilk sıraya koymak. Bir başka deyişle, müşteriler çevreyi, diğerlerini ve özellikle kendilerini her zaman olduğundan daha fazla önemsiyorlar ve markaların da aynı şeyi yapmasını istemekle kalmıyorlar bunu markalardan bekliyorlar. 

PSFK’nın hazırladığı”CX Playbook” (Kullanıcı Deneyimi Taktik Kitabı) isimli rapor, müşteri ile marka arasındaki yolculuğa yönelik yeni bir vizyon sunuyor. Raporda ana hatları ile anlatılan stratejiler, herhangi bir sektörde faaliyet gösteren kuruluşların müşterileri için bir numaları seçim olarak statülerini sağlamlaştırmalarına ve bu müşterileri ömür boyu kullanıcılara dönüştürmelerine yardımcı oluyor.  CX Playbook raporuna göre, markalar bunları başarmak için şu 3 şeye odaklanmalılar; 

  • Gerçeklik: Markaların, tutarlı ve kolay bir şekilde kanıtlanabilir bir bakış açısına sahip olmaları gerekir. Herhangi bir kişi bu konuda Patagonia‘yı örnek olarak gösterebilir. Çünkü Patagonia, tutarlı bir şekilde çevre bilinci mesajlarının hakkını teslim eden bir markadır.
  • Şeffaflık: Yetkili tüketici, kaynakların kullanımı ve genel olarak internetteki bilgilere kolay erişim yoluyla mağazaya değer biçmek için gerekli araçlara sahiptir. Bu yüzden müşterilere bilinçli kararlar almaları konusunda izin veren şirketler, değerli ortaklar haline gelecekler.
  • Kolaylık: İnsanların, yoğun yaşamlarında markalarla etkileşime girmek için kısıtlı bir zamanları var. Bu yüzden kolaylık sunmak ve yan ürün olarak müşterilere zaman kazandırmak oldukça önemlidir. Whole Foods gibi markalar tarafından somutlaştırılan “tıkla ve topla” isimli büyüyen trend buna örnek olarak verilebilir.

Kaynak için tıklayınız.