Sosyal medya platformları birçok marka için mesajı geniş kitlelere kısa bir süre içerisinde ulaştırmak ve içerikleri hedeflenen kesimlere ulaştırarak hedef kitle ile etkileşime girmede çok etkili. Unutmamak gerekir ki, sosyal medya platformları kurumsal markalar için hata payı en az olan medya iletişim araçlarındandır. Bunun sebebi ise, markaların en ufak yanlış adımı, paylaşımı geniş kitlelerden çok sert tepkiler çekilmesine sebep olabilir. Dahası, pazarlama ekiplerinin masum düşüncelerle yaptıkları hatalı veya uygunsuz paylaşımlar kullanıcıların aldığı ekran görüntüleri ile sonsuza dek hafızalarda kalabilir. 

Biz de sizlere büyük markaların yaptıkları en olmadık sosyal medya yanlışlarına örnek gösterilebilecek üç durumu getirdik. Küçük hataların nasıl büyük krizlere yol açtığına gelin birlikte bakalım. 

Dove’un “Gerçek Güzellik” Anlayışı

Kişisel bakım ürünleri alanının en büyük markalarından olan Dove uzun süredir yürütmekte olduğu ezber bozan Real Beauty (Gerçek Güzellik) teması ile sosyal medya dahil olmak üzere pek çok platformda ses getirdi. Bu kampanya kapsamında kadın bedeninin metalaştırılmasını ve kalıplaşmış vücut estetiği anlayışını yıkan çalışmalar yapan marka, rakiplerinden ayrılarak kendine özgü bir noktada konumlanmıştı. Dove bu anlayışını ürün şişelerine de yansıtmak isterken maalesef ki olaylar düşünüldüğü gibi olmadı. 6 farklı büyüklükte ve şekilde şişe tasarlayan Dove, kadınların vücudunu temsil ettiğini düşündüğünü şişeleri satın alarak bedenleri ile barışacağını düşünmüştü. 

Tüm bu iyi niyete rağmen Dove önemli bir sorunla karşılaştı. Kadınlar beden yapısını temsil eden şişeyi mi alacaklardı yoksa sahip olmak istedikleri vücut ölçülerini gösteren şişeyi mi?

Kendini böyle bir durum içerisinde bulan Dove, sınırlı sayıda ürettiği özel tarafım şişeleri kimileri için bedeniyle barışmaktan çok kimi kadınlar için sahip olmak istedikleri bir vücudun hayalini pazarlamış oldu. Markanın sahip olduğu Real Beauty başarısı, hiç akla gelmemiş olan bir durum sebebi ile kitlelerin kafasını karıştırdı ve asıl vermek istedi mesajdan oldukça uzaklaşmış olarak görüldü. Yaşanan bu sorun markaların sosyal medya hesaplarını yönetirken yansıttığı imajı, fiziksel alana da taşınmasının ne kadar önemli ve kritik olduğunu da kanıtladı. Eğer tutarsız davranırsanız, iletişime geçmek istediğini kitlenin markanıza duyduğu güveni derinden sarsarsınız. 

ABD Eğitim Bakanlığı’nın Dil Bilgisi Düzeyi

Devlete bağlı resmi kuruluşların her içeriği paylaşmadan önce en ince detayına kadar kontrol edeceğini düşünürüz. Maalesef ki ABD Eğitim Bakanlığı’nda durum böyle olmamış. ABD Eğitim Bakanlığı’nın eğitimin önemini öne çıkarmak amacıyla paylaştığı tweet zincirinde hayret verici yazın hatalarına imza attığına şahit olduk. Bakanlık, eğitimin insanlara yalnızca nasıl çalışılacağını öğretmede değil, aynı zamanda nasıl yaşayacağını göstermede de önemli olduğunu anlatan bilim adamı W.E.B. DuBois’ye ait bir alıntıyı resmi twitter hesabından paylaştı. 

Paylaşımın amacı ile ilgili hiçbir sıkıntı yok, fakat ciddi bir devlet kurumunun milyonlarla kişiye hitap eden bir paylaşımda alıntının sahibi W.E.B. DuBois’in soy ismini “DeBois” olarak yazması yapılmaması gereken bir hataydı. Evet, bu küçük bir hata gibi görünebilir, herkes yapar diye düşünebilirsiniz. Fakat hepimiz biliyoruz ki içinde yaşadığımız dünyada hatayı kimin yaptığı hatanın kendisinden çok daha önemli. Amerika Birleşik Devletleri gibi büyük bir ülkenin eğitiminden sorumlu bakanlığın bu yazım hatasını yapması herhangi bir markanın sosyal medyada yaptığı yazım yanlışından çok daha ironik bir durum ortaya çıkardı. 

Durum böyle olunca, birçok Twitter kullanıcısı bu malzemeyi kaçırmadı ve hakkında birçok yorum yapıldı. Her ne kadar bakanlık hatasını düzeltip içeriği yeniden paylaşsa da ekran görüntüleri çoktan alınmıştı. Eğitimin faydaları konusunda Amerikan toplumunu bilinçlendirmeyi amaçlayan bakanlık, paylaşımları kontrol edecek birini görevlendirmediğinden sosyal medyada büyük bir itibar kaybı yaşadı. 

Burdan çıkarılacak en önemli ders; ne iş yapıyorsanız yapın, kurumsal veya marka hesabından yapılacak her paylaşımdan önce içerik metnini kontrol edin, en az iki kere. Çünkü çok hızlı bir şekilde bilgiye ulaşılabilen günümüz dünyasında bir sosyal medya kullanıcısı paylaşılan içeriği birçok farklı yerden kontrol edebilir ve sizin yanlış bilgi verdiğinizi kanıtlayabilir. Böyle bir durumda yaşayacağınız kurumsal itibar kaybını bir düşünün…

McDonald’s’ın Başkan ile İmtihanı

Amerika’nın bir simgesine haline gelmiş olan McDonald’s, Amerikan hayat tarzını savunan başlıca markalardan biridir. Fakat markanın Barack Obama ve Donald Trump arasındaki seçim yarışının sonunda paylaştığı bir tweet marka için oldukça büyük bir kriz yaşattı. Amerikadaki markaların ABD başkanları hakkındaki görüşlerini bilmesek de markaların siyasi görüşlerini açıkça ifade etmeleri pek de gördüğümüz şeyler değildir. Sebebi ise basit, markaların ortaya koyacağı politik görüşler müşterilerinin bir kısmını kızdırabilir. 

Gördüğümüz örnekte ise McDonald’s benzer krizleri yaşamış olan pek çok marka gibi “Twitter hesabımız hacklendi” diye açıklama yaptı ve paylaşımı hemen kaldırdı. Fakat önceki örneklerde de olduğu gibi iş işten çoktan geçmişti. Paylaşım silinse de markanın sosyal medya itibarının aldığı hasar kolay kolay silinemedi. Her ne kadar Donald Trump karşıtı McDonald’s severler bu paylaşımı destekleseler de paylaşım karıt görüşteki McDonald’s severler marka boykotuna çağrı yapan tweetler atmaya, tweet zincirleri oluşturmaya başladı. McDonald’s hesabının hacklendiğini kabul etsek bile insanlar böyle büyük bir markanın hesaplarının güvenliğinin bu kadar kolay ele geçirildiğini ve sıkı önemler alınmadığı düşünecektir. Diğer açıdan, hesabın çalınmadığını düşünsek bile, içeriklerin paylaşılmadan önce denetlenmesi gerektiğinin önemini bir kez daha gözlerimizle görmüş olduk. Belki de hesaptan paylaşım yapmakla görevli olan kişi hangi hesaptan paylaşım yaptığına dikkat etmeden paylaşım yapması sonucu böyle bir durumla karşı karşıya kaldı marka. Burdan da öğreniyoruz ki sosyal medya yöneticileri bu konuda 2 kat daha fazla dikkatli olmalılar. Kendi düşüncelerine göre yaptıkları paylaşımlar birlikte çalıştıkları ve hesaplarını yönettikleri markaların imajına ters olabilir ve sosyal medya yöneticileri kendi elleri ile çalıştıkları markayı krize sürükleyebilir. 

Kaynak için tıklayınız.