Günümüzün ultra dijital dünyasında, geliştirilen her ürün ve yaratılan her kampanya şirketler için kriz riski yaratıyor. Ürün odaklı düşünen geliştirme ekipleri, toplumsal tepkiyi anlamada güçlük çekebiliyor. Bu da şirketin repütasyon kaybına ve kurum algısının değişmesine neden olabiliyor.
Şirketler ürün geliştirirken genellikle potansiyel müşterilerin önceliklerini göz önünde bulunduruyor. Ancak bu durum, bazı durumlarda diğer tüketicilerin isteklerinin değerlendirilmemesine, bazen ise zarar verici sonuçlar ortaya koyulmasına neden oluyor. Halkla ilişkiler fonksiyonu ise şirketlerin tüm paydaşlar ile olan ilişkilerini analiz ederek olası sorunların engellenmesini sağlayabiliyor. Halkla ilişkilerin en önemli rollerinden birisi olan kriz yönetimi sayesinde, şirketin öngöremediği krizler problem ortaya çıkmadan engellenebilirken, geliştirilen ürünün de daha doğru bir şekilde tüketicilere ulaştırılması sağlanabiliyor.
Piyasaya sürülen ürünlerden az da olsa bir bölümü krizler nedeniyle geri çekilebiliyor. Bu durum ise hem ürün geliştirme emeklerinin boşa gitmesine, hem de şirketin ciddi anlamda zarar görmesine neden olabiliyor. Günümüzde müşteriler markaların hatalarına daha tahammülsüz duruma gelmiş durumda ve bu nedenle ürünlerde ortaya çıkan sorunlar düzeltmeye imkan vermiyor ve ürünü ortadan kaldıracak boyuta ulaşıyor.
Türkiye’de Efes Pilsen tarafından piyasaya sürülen Zilli Sally ve Deli Kanlı Henry ürünleri cinsiyetçi mesajları nedeniyle çok kısa süre içerisinde kaldırılmıştı. Bu örnekte olduğu gibi, genel kitlenin algısını göremeyen bir ürün geliştirme süreci, büyük yatırım yapılan ürünlerin ortadan kalkmasına ve emeklerin boşa gitmesine neden olabiliyor. Ürün geliştirirken PR tavsiyesinin alınması ise ürüne farklı bakış açısı katarak kriz risklerini kaldırıyor.
Kaynak İçin Tıklayın.