cyber hacker at computer

Türkiye’de İsrail mallarını boykot etme oldukça yaygın bir protesto yöntemi. Geçtiğimiz hafta Filistin’e düzenlenen roketli saldırılar ile İsrail’e karşı küresel bir tepki oluşmuş durumda ve dünyanın her yerinde İsrail için boykot çalışmaları yürütülüyor. Boykot kapsamında İsrail ile bağlantılı olduğu bilinen veya düşünülen bir çok firma da olumsuz bir duruma düşüyor. Ancak, boykot kapsamına alınan birçok firmanın ne İsrail’le bağlantısı bulunuyor, ne de ülkeye bir yardım sağlıyor. 

Amerika’da ortaya çıkan “The Boycott, Divestment, Sanctions (BDS) Movement” hareketi, İsrail’e karşı sosyal yaptırım sağlamaya çalışan bir grup ve sosyal medya aracılığı ile yarattıkları içeriklere büyük bir ilgi var. Grup birçok markayı hedef göstererek boykot kapsamına alınmasını istiyor ve markalara da zarar veriyor.

Bu tip boykot durumları farklı durumlarda da ortaya çıkabiliyor ve markalar için beklenmedik bir kriz doğuruyor. Şirketler için ise karmaşık bir durum yaratıyor. Halkla ilişkilerin durumu iyi yönetmesi, markanın paydaşlarına zarar vermeden devam etmesi açısından kritik. Örneğin, İsrail ile bağlantısı olmadığını belirten ve Filistin’e saldırıyı kınayan bir firma, İsrail’li ve Yahudi kesiminden tepki görebiliyor. Eğer sessiz kalınırsa, boykotun derinliği artıyor.

Boykotlar ile ilgili PR çalışmalarında şirketlerin tarafsızlığını koruyacak bir iletişim kurgulaması önem taşıyor. Mutlak doğruluğu olan noktalara değinerek, tarafları daha fazla kızdırmadan bir sonuca ulaşma öncelikleniyor. Örneğin, İsrail konusunda, birçok firma, çocukların öldürülmesinin yanlışlığını vurguluyor. Bu konuda İsrailliler de dahil olmak üzere kimsenin negatif bir yorum yapma ihtimali kalmıyor ve şirket boykota karşı önlem yaratmış oluyor. 

Kaynak İçin Tıklayın.