Sinema izleyicisi 2019'da azaldı - Kültür-Sanat haberleri

Bilindiği üzere sinema hem 7. sanat dalı, hem de tüm dünyayı avucunda tutmayı başaran bir eğlence anlayışı. Yılda binlerce film çekilmekte, özel galalar, ödül törenleri, festivaller, yarışmalar yapılmakta. Dünyada yaşayan ortalama seyircinin her yıl ortalama 2-3 kez sinema salonunda film izlediğini de düşünecek olursak sektörün ne kadar büyük paralar çevirdiğini de rahatlıkla görebiliriz. Ülkemizde geçen yıl 60 milyondan fazla bilet satıldı. Avrupa’da 13 ülkenin bilet satışları düşerken Türkiye’de satılan bilet oranı %22 arttı. Bu bile Türk seyircisinin sinemaya gösterdiği ilgiyi kanıtlamakta. Peki gelelim işin tanıtım kısmına. Bir sinema filmi doğru şekilde seyirciye nasıl tanıtılmalı? Sinemaya seyirci nasıl çekilmeli? PR ve sosyal medya sinema alanında neden bu kadar önemli? 

Sinema sektöründe en önemli noktalardan birisi de kesinlikle tanıtım. İsterseniz dünyanın en iyi filmini çekmiş olun. Eğer iyi bir tanıtım organizasyonu planlamazsanız filminizden seyirci haberdar olmaz ve bu da daha az kopyayla vizyona girmenize, filminizin az izlenmesine sebep olur. Yatırılan para ve harcanan emek boşa gider. Bu durum belki de o sinemacının bir daha film çekemeyeceği anlamına bile gelebilir. Ancak güçlü bir PR çalışması, etkili bir sosyal medya ve mantıklı reklam harcamalarıyla, seyirciyi sinema salonlarına çekmek oldukça kolay. Türkiye’de yapılan yanlışların başında bazı yapımcıların PR ve sosyal medyanın gücüne çok da inanmamaları. Tüm bütçeyi film çekimine ve post prodüksiyon aşamasına ayıran yapımcılar tanıtım işlerine gelince ellerini ceplerine sokmuyorlar. Filmin tanıtımı eksik kalınca ve filmin gişesi düşük olunca da kendi kendilerine ve çevresindekilere şu gereksiz soruyu soruyorlar; “Filmim neden iş yapmadı?” Filmin tanıtımına katkı sağlayacak düzgün bir PR çalışması daha proje aşamasındayken başlamalı. PR ajansı film bittikten sonra değil yolun başında dahil edilmeli ekibe. Zira PR’cıların önerileri ile filmin gidişatı bile bazen değişebilmekte. Şimdi gelin biraz PR aşamalarına bakalım. Film, çekimlere başlamadan önce geniş bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyurulur. Bu basın toplantısının çekimlerin ilk gününde sette yapılması da güzel sonuçlar doğurabilir.

İşin püf noktalarından biri de, her PR mecrasında olduğu gibi, medya mensuplarıyla yakın ilişkilerdir. Zira eğer bir telefonla ulaşabileceğiniz ve haberinizi çıkartabileceğiniz en az 10 mecrada tanıdığınız yoksa bu iş zor. Sinema seyircisinin ne istediğini bilmek ve medyaya servis edilen bültenleri bu doğrultuda hazırlamanın da öneminden bahsetmeden geçmemeli. Gerek yazılı gerekse görsel basında seyirciyi tatmin etmenin onların dikkatini çekmenin yollarını bulmak gerekir. Çekimler bittikten sonra filmin afişi ve fragmanını mümkün olduğunca yaymakta fayda var. Vizyon öncesi oyuncular ve yönetmenle yaptırılacak röportajların kalitesi de filmin gişesine etki eder. Çok mecradan ziyade etkili mecralarla röportajların yaptırılması bence daha önemli. Türkiye’de özellikle de magazin mecralarında yer almanın en kestirme yolu görkemli ve bol ünlünün katılacağı bir gala yapmaktır. Vizyon sırasında seyircinin özellikle de sosyal medyadan gelen tepkileri analiz edilerek yeni ve belki de son bir PR atağı yapmak gerekebilir. Vizyon boyunca film ekibinin tanıtım çalışmaları ve röportajlardaki desteği sürmeli ki film daha uzun süre vizyonda kalabilsin. Ülkemizde maalesef oyuncularımız çektikleri filmlere fazla PR desteği vermiyorlar. Yeni başladıkları projeler ya da oynadıkları diziler de zamanlarını çalıyor. Ancak oyuncu kendi filmine destek vermezse o film seyircinin de güvenini kazanamıyor. 

Kaynakça: https://www.thebrandage.com/sinemada-pr-ve-sosyal-medyanin-oenemi