Okulumuzun en kıymetli akademisyenlerinden Erkan Saka’ylaydık. Publica ve Pr Outlet Plus olarak bize ayrıdığı zaman ve içtenlikle verdiği yanıtlar için kendisine çok teşekkür ediyoruz.

-Hakkınızda hiç bilgisi olmayan birisine Erkan Saka’yı nasıl anlatırsınız ?

E. S.: Twitter profilimdeki bilgileri geçeyim; Bilgi PR’da öğretim üyesiyim, Bilgi Üniversitesi iletişim fakültesinde, bloggerım, sosyal kafa diye bir web sitesiyle uğraşıyorum. Beşiktaş’lıyım ve metal kafayım. Evet.

-Sizi alanınızda başarılı kılan kriterleri üç kelimeyle özetleyebilir misiniz ?

E.S.: Hakkını vererek, iyi çalışılmış yayınlar yapmak. Yeni gelişmeleri takip etmek teorik olarak, alanla ilgili ve öğrencilerle olan ilişkiler.

-Gelişen ve değişen teknoloji medya ve halkla ilişkileri nasıl etkiledi sizce ?

E. S. : Yeni medya teknolojileri halkla ilişkilerin de olmazsa olmazı oldu. Olumlu yada olumsuz zaten öyle bir gidişat var, burda işte bazı halkla ilişkiler personali yavaştan aldı, özellikle bu dönüşümü yakalamakta, haklı olabilirler çünkü çok uzun zamandır yerleşik bazı değerler var, kriterler var. Hala bazı sahalarda bunlar geçerli ama kesinlikle genel bir dönüşüm var. Buna ayak uydurmak lazım.

-İletişim sektörü ve yeni medyanın geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz ?

E. S. : Şuanda medya sürekli bir dönüşüm halinde, sektör de buna göre dönüşüyor. Sektörün içindekileri biraz zorlayan bir şey ama dinamik tutuyır sektörü de aslında dönüşümün sürekliliği

-Mesleki felsefeniz nedir ?

E. S. : Kendi alanımda zirvede olmak istiyorum. Sürekli takip etmek istiyorum alanımdaki gelişmeleri, geride kalmak istemiyorum.

-Genç iletişimcilere tavsiyleriniz nelerdir ? Başarıyı yakalamak için nasıl bir yol izlenmeli sizce ?

E. S. : Donanımlı olmak lazım. Bu her üniversite öğrencisi için geçerli bir şey aslında. Donanımdan ne kast edildiği dönemden döneme değişebilir. Ama yabancı dil bilmekten, yeni medya teknolojilerini iyi düzeyde kullanmaya kadar Bilgi PR iyi bir içerik çıkartıyor. Müfredatı içselleştirmek ve seçmeli havuzundan kendini donatmak için ne varsa alacaksın. Okul dışından da kendini donatacaksın. Bence üniversite yılları bir insanın gelişimini sıçratması için kullanabileceği en iyi zaman. Daha sonrasında başka meşguliyetler oluyor, gelişim azalmıyor ama zaman azalıyor.

-Okulda öğretilmeyen mesleki olarak keşke öğretilseydi dediğiniz birşey var mı ?

E. S. : Geniş bir seçmeli ders havuzumuz var, bu yüzden bu şekilde aklıma takılan birşey olmadı. Tabii öğrenci olarak seçmeli stressi var. Seçmeli çok var da belki sınır sayısı arttırılabilir, herkes alabilsin diye.

-Bir idolünüz var mıydı ?

E. S. : Benim tek bir idolüm yok, benim dönem dönem değişen idollerim oluyor. Barika Göncü PR’da idoldür benim açımdan. Betûl Mardin’in zaten mirası olan bir bölümün içindeyiz.

-Başa dönseniz, yine medya ve iletişim olmayı tercih eder miydiniz ? Neden ?

E. S. : Ederdim. Bir sosyal bilim formasyonu da isterdim, yani yaptığım işten hiç pişman değilim. Belki keşke daha çok medya pratiğinin içerisinde olabilseydim.

-Kadına şiddet, çocuk tacizi gibi toplumdaki deformasyonların insanlara aktarılmasında medyanın nasıl bir etkisi olduğunu düşünüyorsunuz ?

E. S. : Bu durum klasik tavuk, yumurta olayı. Bu geniş bir toplumsal sorun bence. Medyada çok ideal şeyler yapsanız bile daha iyiye gitmeyebilir. Medya temsilleri tabii ki önemli. Dönem dönem iyileşmeler oluyor. Bence şuanda medya sektörü çok iy bir performans sergilemiyor. Bu konuda iletişimcilerin daha yaratıcı bir şekilde müdahele etmesi, daha güzel ürünler çıkartması lazım.

-Medya bölümünü tercih etmenizdeki etkenler nelerdi ?

E. S. : Sosyoloji kökeninden geliyorum. Yeni olanı çalışmayı seviyorum, medyanın diğer iletişim bölümlerine nazaran daha dinamik olduğunu düşünüyorum.

-Publica Ajans’ıyla ilgili genel görüşlerinizi öğrenebilir miyiz ?

E. S. : İlk çıktığında alanında ilklerden biriydi. Akademi bir meslek yüksek okulu değildir, bu sebeple alanında Pratik bir şeyler yapma zorunluluğu yoktur. Böyle bir ajans simülasyonuyla da neredeyse reel hayata müdahele edebilir hale geldi. Tabii ki her zaman daha iyi şeyler yapılabilir. Şahsen arzum bu Publica deneyiminin daha da iyi olması. Birazda öğrencilerle alakalı, biz platforumu sunuyoruz, gerisi size kalıyor. Sonuçta çok güzel bir pratik alanı. İleride bunu daha da yapılandırıp profesyonel ajansa dönüşebilir. Şu haliyle de işlev görüyor.