The North Face’i hepimiz hayatımızda en az bir kere duymuşuzdur. Duymayanlar için onu çok kısa tanıtalım: The North Face, Kaliforniya ve Nevada sınırında yer alan ve 25 seneden beri varlığını sürdüren bir koyun çiftliğinin yenilikçi teknolojisinden ilham alan Dünyanın en güçlü outdoor giyim markalarından birisidir. Ayrıca marka tarafından üretilen yeni bere, çevreye fayda sağlıyor.
Bare Çiftliği, koyunların yetiştirilmesi sürecinde 4.000 metroton adı verilen bir karbondioksitin dışarı salınımını engelleyen bir teknoloji kullanmakla birlikte Fibershed ile bir arada yürüttükleri ‘Karbon Çiftliği’ projesinde üretilen yünlerin bir ürünü olan yeni bere aslında üretim yapılırken doğaya verilen zararın farkında olunması gerektiğini hatırlatıyor. Üretimde maksimum fayda sağlanırken, çevreye verilen zararın da minimuma indirgenmesi hedefleniyor. Peki bunu nasıl yapıyorlar? The North Face’in finansörü olduğu Karbon Çiftliği projesi aslında üretim yapılan bölgenin boş bir arazi olmasındansa ağaçlandırılarak üretim esnasında atmosfere yayılan karbonu daha yayılmadan o bölgede tutarak dikilen ağaçlar yardımıyla emilimini sağlama prensibi ile çalışıyor.
Bize göre The North Face’in bu projeye finansman olması ve bu girişimi, diğer markalara da ilham verici nitelikte. Firmanın kendi ürünlerinin çevresel etkilerinin farkında olduğunu ve aynı zamanda bunlar üzerine derinlemesine düşündüğünü de gözler önüne seriyor. Aslında North Face’in doğayı elinden geldiği kadar korumasının altında özünü doğadan ve doğa sporlarından alan bir marka olması yatıyor. Bunun dışında, The North Face bu farkındalığı ile diğer markaların tedarik zincirlerini gözden geçirmesi konusunda onları tekrar düşündürmeyi ve modayı sürdürülebilir kılmak için atılması gerekenden de fazla adım atılmasının tetikleyicisi olabilir. Sizce de öyle değil mi?